ACAR, “28 ŞUBATLARIN YAŞANMADIĞI TÜRKİYE HEPİMİZİN EN BÜYÜK GÜVENCESİDİR”

ACAR, “28 ŞUBATLARIN YAŞANMADIĞI TÜRKİYE HEPİMİZİN EN BÜYÜK GÜVENCESİDİR”
banner98

Eğitim Bir Sen Bursa 1 Nolu Şube Başkanı Ramazan Acar, 28 Şubat “postmodern
darbe”sinin 26. yıl dönümünde yaptığı açıklamada: “Bütün darbeler gibi, millî iradeye karşı
olduğu için dış bağlantısı açık ve tartışmasız olan 28 Şubat süreci, tüm değer ve
birikimleriyle devlete, ülke ve millet çıkarına nefret ve düşmanlık üzerine kurulmuş,
kurgulanmıştır. 28 Şubatların yaşanmadığı Türkiye hepimizin en büyük güvencesidir.”
ifadelerini kullandı.
Türk siyasi tarihine "postmodern darbe" olarak geçen 28 Şubat 1997'deki Milli Güvenlik
Kurulu (MGK) toplantısının üzerinden 26 yıl geçti.
EBS Bursa 1 Nolu Şube Başkanı Ramazan Acar açıklamasında; 28 Şubat’ın milletin değerlerine
göre siyaset yapılmasına, toplumun inancını yaşama hakkına, ekonomik sistemin yağma
düzeninden kurtarılmasına, insanca hayat standartlarının oluşturulması gayretine karşı siyasi,
ekonomik ve sosyal ayrıcalıklar sahibi hegemonik güçlerin müesses nizamı koruma amacıyla
gerçekleştirdiği bir darbe oldğunu ifade etti.
“BAŞTA EĞİTİM OLMAK ÜZERE TÜM DEĞERLERİMİZE GAYRİMEŞRU MÜDAHALELER KAOSA
SEBEP OLMUŞTUR”
Başta eğitim olmak üzere, sosyal, kültürel, ekonomik alanda gözlenen tüm İslami ve manevi
hassasiyetlere militarist yöntemlerle yapılan gayrimeşru müdahalelerin, toplumda korkunç
bir gerilime ve psikolojik kaosa sebep olduğunu aktaran Acar, sözlerine şöyle devam etti:
“Bağlantılı oldukları dış güçlerin maşaları olarak 28 Şubat’ın darbe heveslisi paşalarının

demokrasiyi, doğrudan değil de yargı, basın, iş çevresi, siyasiler ve sivil toplum örgütleri eliyle
vesayet altına almak sebebiyle bu süreç literatüre ‘postmodern darbe’ diye geçmiştir.”
“BİNLERCE İNSANIMIZ DİNİ VE DEMOKRATİK TUTUMLARI SEBEBİYLE FİŞLENDİ, BİNLERCESİ
TUTUKLANDI”
Dış bağlantısı açık ve tartışmasız olan 28 Şubat sürecinin ülke ve millet çıkarına nefret ve
düşmanlık üzerine kurgulanmış olduğunu aktaran Acar şunları söyledi: “Necmettin
Erbakan’ın başbakanlığında halkın özgür iradesiyle iş başında olan 54. Cumhuriyet hükûmeti,
antidemokratik dayatmalarla istifaya zorlanmış, iktidar ve Meclis devre dışı bırakılmış, yasa
dışı olarak ihdas edilen Batı Çalışma Grubu tarafından yasaklara ve zorbalığa dayalı bir
yönetim oluşturulmuştur. Bu zorbalık merkezince, hâkim ve savcılar başta olmak üzere,
bütün adalet ve hukuk mensuplarına, gazeteci ve sivil toplum temsilcilerine brifing ve
talimatlar verilmiştir. Bu süreçte binlerce insanımız, özellikle dinî ve demokratik tutumları
sebebiyle fişlenmiş, çoğunun sorgusuz sualsiz hakkı gasbedilmiş, yok sayılmış, binlercesi
tutuklanmıştır.”
“KONTROLDEN ÇIKAN FAİZ, DÖVİZ, ENFLASYON ATEŞİYLE BİRLİKTE EKONOMİK VE SOSYAL
HAYAT FELÇ OLMUŞTUR”
Türkiye’nin maddi, manevi tüm değerleri tehdit edilip, baskı altına alındığının altını çizen
Acar: “ ‘Yeşil sermaye’ suçlamasıyla Anadolu’nun ekonomik birikimine el konulmuş, onlarca
milyar dolarlık korkunç bir soygunla banka kasaları boşaltılmıştır. Kontrolden çıkan faiz,
döviz, enflasyon ateşiyle birlikte ekonomik ve sosyal hayat felç olmuş; baskı ve zulümler, iç
barışı ve sosyal düzeni tehdit eden huzursuzluklar üretmiştir. İnanç, düşünce ve ifade
özgürlüğü yasaklanmış, bu gerekçeyle başörtülü öğrenciler okullara alınmamış, turnikelere ve
ikna odalarına direnenlerin eğitim hakkı ellerinden alınmıştır. Çok sayıda kamu görevlisi
yargısız infazlarla işten çıkarılmış, sürülmüş, cezalandırılmış, tutuklanmış; Kur’an kurslarının,
imam hatip okullarının orta kısmının kapatılması, katsayı uygulamasının getirilmesi milletin
tahammül sınırlarını aşmıştır. Bin yıl süreceği hezeyanı, faillerinin şuuraltı ve tarihsel
husumetinin derin karanlık köklerini açıkça ele vermiştir. Hiçbir çağdaşlık veya irtica zırvası
cürüm ve tertiplerindeki iğrençliği gizlemeye yetmemiştir. Bu kahredici durum, ‘beşli çete’
diye ünlenen sözde kimi sivil toplum örgütlerinin millete karşı darbecilerden yana faaliyetiyle
daha da ağırlaşmıştır. Varlık temelleri ihanetin harcıyla karılmış bu örgütlerden kimilerinin
bugün demokrasi adına arzıendam etmesi onların karakterlerine uygun düşmeyen bir
görünüm değildir.”
“EĞİTİM BİR SEN OLARAK HEP MİLLİ DEĞERLERDEN YANA OLDUK”
“Eğitim-Bir-Sen olarak, hep hak ve özgürlükten, millî değerlerden, ülkemizden, insanımızdan
yana olduk, olmaya da devam edeceğiz.” diyen Acar son olarak şunları söyledi, “28 Şubat
zulmünün mimarlarının yargılanıp, hak ettikleri cezaya çarptırılmaları yeni Türkiye’nin
bağımsız gücünü, hak ve adalet hassasiyetini, demokratik olgunluğunu göstermesi
bakımından tarihî önemdedir. Ama asıl yargılama ve cezalandırma milletimizin vicdanında
gerçekleşmiş, millete düşmanlıktan başka hüneri olmayan bu hainler sürüsü, millet için
örmek istedikleri karanlık zindanlarda koyu, derin unutuluşa mahkûm edilmiştir. Ayrıca 28
Şubat’ın askeri kanadı dışında yargılanmayan hatta yeterince bu suçlarıyla gündeme bile

getirilmeyen basın, sermaye ve sözde sivil toplum ayaklarının, yer yer bugün bile provokatif
söylem ve eylem içinde olması üzücü bir durumdur. Bu vesileyle Necmettin Erbakan’ı
vefatının 12. yılında rahmetle anıyor; darbecileri ise lanetliyoruz.”

Necmi İnce

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER
google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0