İnkar Edenlerin Sonu

          
Birbiriyle dost olan iki adam vardı.
Bunlardan biri büyük bir servete sahip zengin bir adamdı.
Cenab-ı Hak ona büyükçe iki üzüm bağı vermişti.
Bu bağların arasında da daima akan ırmakların suladığı geniş tarlalar vardı.
Bağda üzümler olgunlaşmış, salkımlar inciler gibi parlamaya başlamıştı.
Bu adamın, bedenleri, sıhhatli, yüzleri güzel, genç ve gürbüz çocukları vardı.
Bu zengin adam bir gün arkadaşını çağırıp ona bahçelerini ve tarlalarını göstermek, beraberce mutlu bir gün geçirmek ve güzel bir gezinti yapmak istedi.
Bağlar arasında geziyorlardı.
Zengin adamın kalbi, mallarına göz gezdirdikçe sevinçle doluyor, gönlü, kendisine bu nimeti veren Cenab-ı Hakkı unutuyordu.
Zenginliği ile gururlanarak arkadaşına:
Benim malım seninkinden daha çoktur. 
Çoluk çocuk bakımından da senden daha itibarlı bir adamım dedi.
Sonra bahçelerinden birine girdi.
Orada olgunlaşmış meyveleri görünce zengin adam gurur ve kibirle mırıldandı:
Bu bahçenin batacağını, helak ve yok olacağını hiç sanmıyorum.
Kıyametin kopacağına da inanmıyorum artık.
Şayet kıyamet kopacak olsa bile, Cenab-ı Hak bana bu bahçeden daha iyisini verir.
Çünkü ben itibarlı ve zengin bir adamım.
Zenginliğim sebebiyle Cenab-ı Hak bana elbette vermesi gerekir.
Zengin adamın bu boş sözleri üzerine arkadaşı kızdı.
Cenab-ı Hak'a inan, bu iyi ve faziletli insan, zengin  ve inkarcı şöyle dedi:
Seni topraktan yaratan, ananın karnında bir döl iken seni insan şekline sokan Cenab-ı Hakkı mı inkar ediyorsunuz?
Ama ben Ona inanıyor ve Ona hiçbir şeyi ortak koşmuyorum.
Sen, bahçeni gördüğün zaman, bu nimetleri sana veren Cenab-ı Hak'kı hatırlaman gerekirken, O'nu inkar etmeye kalkışıyorsun.
Benim malımda ,evladımda senden azdır, Cenab-ı Hak'ın sana senin bahçenden daha iyisini vereceğini dair  ümidim büyüktür.
Sana verdiği nimete karşılık, Cenab-ı Hak'a şükretmemekle devam edersen, Cenab-ı Hak senden nimetlerin alır.
Bu bağ ve bahçeleri, ekinleri yok eder.
Belki göndereceği bir felaketle bahçen yerle bir olur.
Ya da suyu çekilir de bir daha bulamazsın.
Henüz bir gece geçmeden bu mümin adamın söyledikleri gerçekleşti.
Yer suyunu çekmiş, bahçe kurumuş, meyveler dökülmüş, ağaçlar kuruyup ölmüştü.
Gururlu zengin adam; bahçesini görmek için geldiğinde, onu harap bir halde görüp beyninden vurulmuşa döndü.
Üzüntüyle ellerini ovmaya başladı.
Harcadığı onca emek ve mal helak olmuştu.
İçi yanarak mırıldandı ''Keşke Rabbime kimseyi ortak koşmasaydım.
Keşke nankörlük etmeseydim''diyordu.
İnşallah bu güzel kıssayı beğenmişsinizdir.
Selam ve dua ile
YORUM EKLE
google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0