Vakıfların, bir insanın mülkünü kendisinden çıkarıp, Allah’ın mülkü haline getirmesi olduğunu belirten Prof. Dr. Karataş, “Mülkünden fedakarlık yapan insan, oradan elde edilecek gelirleri diğer insanların hizmetine sunmuş oluyor. Bir insan hayattayken bir sadaka verir ve hayatı boyunca bunu tekrar edebilir. Ama vakıflar sayesinde insanlar öldükten sonra da o iyiliğin devamını sağlamışlardır. Vakıflar sayesinde iyilikleri hayırlar, ebedi hale gelmiştir” diye konuştu.
Bursa Vakıfların Merkezi
Osmanlı’da vakıfların her alanda yaygın bir şekilde hizmet verdiğini ifade eden Karataş, “Osmanlı’yı kuran şehir Bursa da bu işin merkezi olmuştur. Arşivlere baktığımızda Bursa’da binlerce vakfın olduğunu görüyoruz. Eğitim, sağlık, belediye işleri, su hizmetleri, din hizmetleri, medrese hizmetleri, köprüler, su yolları ve kaldırımların yapılması gibi bütün insanları ilgilendiren bütün hizmetler, hayırseverlerin kurdukları vakıflar aracılığıyla yürütülmüştür. Bursa’daki bütün vakıfların yüzde 45’i kadınlar tarafından kurulmuştur. Erkeğiyle, kadınıyla, hangi meslekten olursa olsun hayırlı işlerin içerisinde yer almışlardır. Tarihimize baktığımızda yıldız gibi parlayan uygulamalardan biridir” dedi.