Bursa şebeke suyunda alüminyum düzeyinin değerlendirilmesi

Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen (Ekim 2017) Nilüfer Belediyesi Meclis toplantısında Bursa içme suyu örneklerinde iki kez sınır değerin (200 μg/litre) üzerinde alüminyum saptandığının açıklanması, kamuoyunda bir tedirginliğe yol açmıştır.

Bursa şebeke suyunda alüminyum düzeyinin  değerlendirilmesi
banner98

Bursa şebeke suyunda alüminyum düzeyinin değerlendirilmesi

Kayıhan Pala1

Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen (Ekim 2017) Nilüfer Belediyesi Meclis
toplantısında Bursa içme suyu örneklerinde iki kez sınır değerin (200 μg/litre)
üzerinde alüminyum saptandığının açıklanması, kamuoyunda bir tedirginliğe yol
açmıştır. Bu yazıda kısaca içme suyunda alüminyum ile ilgili bilgi verilecek,
ardından ölçüm sonuçları ışığında Bursa şebeke suyundaki alüminyum düzeyi
değerlendirilecektir.
Alüminyum, yerkürede en bol bulunan metallerdendir ve bu nedenle de çevrede
yaygın olarak karşılaşılan ve insanların maruz kaldığı bir etken olma özelliği
göstermektedir. Günümüzde alüminyum yaşamımızdaki hemen her şeyde
kullanılmakta, ilaçlardan eşyalara, mutfak malzemelerinden elektrik endüstrisine,
arabalardan kozmetik ürünlere kadar birçok üründe karşımıza çıkmaktadır2
.
Kronik alüminyum maruziyeti ile subklinik nörolojik etkiler (psikomotor ve bilişsel
performans için nörodavranışsal testlerde bozulma ve subjektif nörolojik
semptomların görülme sıklığında artış) arasında bir bağlantı olabileceği
öngörülmektedir. Alüminyum maruziyetinin, insanlarda Alzheimer hastalığının
başlangıcı veya gelişimi için bir risk etmeni olabileceği de ileri sürülmektedir.
Ağızdan alüminyum alımında kaynaklar genel olarak su, besin ve ilaçlardır. Asidik
gıdaların pişirilmesi ya da asidik pH (3,5-3,6) içeren metal kutulu meyve suları
(portakal suyu, greyfurt vb) alüminyum kaynağı olabilmektedir. Alüminyum içeren
ilaçlar başta antiasitler olmak üzere çeşitlidir. Yapılan bazı hesaplamalara göre
pişirme kapları vb. alüminyum içeren araç gereçten geçen alüminyum miktarı 0,1
miligramdan az iken, gıdalarla alınan miktar günlük 20-40 miligrama, antiasitlerden
alınan miktar ise 1-5 gram/güne çıkabilmektedir2
.

ABD Çevre Koruma Kuruluşu (EPA) hesaplamalarına göre, litresinde 50-100 μg/litre
alüminyum bulunan içme sularından 1,4 litre tüketildiğinde kilogram başına günlük
yaklaşık 1,5 μg/litre alüminyum alındığı belirlenmiştir3
.

İçme suyunda alüminyum varlığı esas olarak iki faktörden etkilenir: Suyun
kaynağındaki alüminyum varlığı ve su arıtımında kullanılan alüminyum tuzları.
Genel olarak yüzey sularındaki alüminyum düzeyi 100 μg/litrenin altındadır.


1 Prof.Dr., Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı.
2 Yavuz, C.I., Acar Vaizoğlu, S ve Güler, Ç. İçme Suyunda Alüminyum, TAF Prev Med Bull
2013;12(5):589-596.
3 Calvin C. W., Gwendolyn L. B., Clifton J. M. Total allowable concentrations of monomeric
inorganic aluminum and hydrated aluminum silicates in drinking water. Critical Reviews in
Toxicology. 2012; 42(5): 358–442.

2

Dünya Sağlık Örgütü alüminyum tuzlarının kullanıldığı içme suyu arıtma
tesislerinde, alüminyum düzeyinin; büyük su arıtma tesislerinde 100 μg/litreden ve
küçük tesislerde ise 200 μg/litreden az olması gerektiğini açıklamaktadır
4
.
Ülkemizde “İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre
içme suyunda alüminyum için gösterge sınır değeri 200 μg/litre olarak
belirlenmiştir.
Nilüfer Belediyesi tarafından 22/08/2017 tarihinde alınan ve analizi İl Halk Sağlığı
Laboratuvarında yaptırılan iki örnekte (Çalı Camisi ve İhsaniye Muhtarlığı)
alüminyum düzeyi sırasıyla 235 ve 231 μg/litre olarak saptanmıştır. İl Halk Sağlığı
Laboratuvarı tarafından kullanılan analiz yöntemi (Inductively coupled plasma-mass
spectrometry (ICP-MS), EPA METHOD 6020A) dünyada kabul gören bir yöntemdir. Bu
nedenle sınır değerin üzerinde çıkan iki örneğin ciddiyetle değerlendirilmesi
gerekir.
İçme suyunda alüminyum düzeylerinin kapsamlı olarak değerlendirilebilmesi
amacıyla Bursa Tabip Odası tarafından İl Sağlık Müdürlüğü’nden içme suyu analiz
raporları istenmişse de Müdürlük 19/10/2017 tarihinde gönderdiği yazıda analiz
raporlarını göndermek yerine “İlimizdeki şebeke suyu numune odaklarından rutin
olarak alınan su numunelerinin sınır değerlerin altında olduğu” açıklamasına yer
vermiştir.
BUSKİ rutin olarak spektrofotometre ile (Metot 8012) içme suyunda alüminyum
analizi yapmakta ve sonuçları web sayfasından paylaşmaktadır. BUSKİ tarafından
kullanılan analiz yöntemi de dünyada kabul gören bir yöntemdir. BUSKİ, içme
suyunda alüminyum analizlerinin istenmesi üzerine hemen 2017 yılına ait 5037
örneği içeren bir veritabanını paylaşmıştır. Bu veritabanındaki verilere göre;
1. Hiçbir örnekte sınır değer aşılmamıştır.
2. Örneklerin %4,8’inde (243 örnek) 100 μg/litrenin üzerinde analiz sonuçları
mevcuttur.
3. 4319 örnekte (%85,7) alüminyum düzeyi 50 μg/litrenin altındadır.
4. Çalı mahallesinden alınan 24 örnekte en yüksek değer 161 μg/litredir;
Ağustos ayına kadar ölçüm sonuçları 100 μg/litrenin altındadır; ancak
Ağustos ve Eylül aylarında alüminyum değerleri hızla yükselmiştir.
5. İhsaniye mahallesinden alınan 12 örnekte en yüksek değer 174 μg/litredir;
Eylül ayına kadar ölçüm sonuçları 100 μg/litrenin altındadır; ancak Eylül
ayında alüminyum değerleri hızla yükselmiştir.
Sonuçlar:
1. İl Halk Sağlığı Laboratuvarı ve BUSKİ ölçüm sonuçları, içme suyu şebekesinde
Ağustos ve Eylül aylarında ortaya çıkan alüminyum düzeylerindeki
yükselmeye dikkat çeker niteliktedir.

4 Guidelines for Drinking-water Quality 4

th ed. World Health Organization 2011.

3
2. BUSKİ tarafından yapılan analiz sonuçlarına göre örneklerin tümü sınır
değerin altında olmakla birlikte, örneklerin yaklaşık %5’i Dünya Sağlık Örgütü
tarafından büyük arıtma tesisleri için önerilen 100 μg/litrenin üzerindedir.
Öneriler:
1. İçme suyu şebekesinde İl Halk Sağlığı Laboratuvarı sonuçlarına göre 2
ölçümde ortaya çıkan sınır değerin üzerindeki alüminyum yüksekliği ile BUSKİ
ölçüm sonuçlarına göre Ağustos ve Eylül aylarında ortaya çıkan alüminyum
düzeylerindeki yükselmenin nedenleri ayrıntılı olarak incelenmeli ve
kamuoyuna bu konuda tatmin edici açıklama yapılmalıdır. Bu yüksekliğin
olası iki nedeni olabilir:
a. Ağustos ayından itibaren kullanılmaya başlanan kuyu suları, bu
yükselmede etkili olmuş olabilir. Bunu anlayabilmek için her bir
kuyunun şebekeye verilmeden önceki tüm analizleri incelenmelidir.
Çünkü eğer alüminyumdaki artış Bursa’daki endüstri nedeniyle
kirlenmiş yer altı sularından kaynaklanıyorsa, bu durum yalnızca
alüminyum açısından değil, diğer tüm metaller açısından da risk
etmenidir.
b. BUSKİ’den alınan bilgiler arıtma sürecinde alüminyum ile ilişkili olarak
her hangi bir değişiklik olmadığı yönündedir. Barajlardaki suyun
alüminyum düzeyinin çok düşük olduğu da bilinmektedir. Bu durumda
içme suyu analizlerinde alüminyum düzeyinin yükselmesi sık yapılan su
kesintileri nedeniyle şebekedeki su boruları içerisinde alüminyumun
birikmesine bağlı olabilir. BUSKİ’den su kesintilerinin yeri, zamanı ve
süresi hakkında bilgi alınamamıştır. Bu konunun açıklığa
kavuşturulması gerekir.

2. BUSKİ tarafından yapılan analiz sonuçlarına göre örneklerin yaklaşık %5’inde
alüminyum düzeyinin Dünya Sağlık Örgütü tarafından büyük arıtma tesisleri
için önerilen değerin (100 μg/litre) üzerinde bulunmuş olması önemlidir.
BUSKİ arıtma sürecinde alüminyum yerine başka yöntemlerin
kullanılabilirliğini incelemelidir. Beklentimiz tüm ölçüm sonuçlarının Dünya
Sağlık Örgütü’nün önerdiği değerlerin altında olacak biçimde bir arıtma
sürecinin yapılandırılmasıdır.
3. Bursa’da içme suyu kalitesi uzun bir süredir tartışma konusudur. Yapılan
bütün analizlerin sonuçları, su kesintilerinin olduğu dönemler dışında, halen
en güvenli içme suyunun BUSKİ tarafından arıtma tesisinden sağlanan şehir
şebeke suyu olduğunu göstermektedir. Suyun ticarileştirilmesinin başta suya
erişim olmak üzere yol açtığı sağlık sorunları iyi bilinmektedir. Bu nedenle,
Bursa’da yaşayan herkesin kentin şebeke suyunun sağlıklı olarak herkese
ulaştırılabilmesi için çaba göstermesi gerekir. Bu bağlamda Bursa Büyükşehir
Belediyesi tarafından Dünya Sağlık Örgütü’nün “Kentlerde güvenli içme suyu
sağlanması” sürecinin benimsenmesi ve bu sürecin önemli bir adımı olan
“Bağımsız gözetim” ağının ivedi olarak kurulması gerekir.
Alüminyum etkilenimi neden önemli?

• Kronik alüminyum maruziyeti ile
subklinik nörolojik etkiler
(psikomotor ve bilişsel performans
için nörodavranışsal testlerde
bozulma ve subjektif nörolojik
semptomların görülme sıklığında
artış) arasında bir bağlantı
olabileceği öngörülmektedir.
• Alüminyum maruziyetinin,
insanlarda Alzheimer hastalığının
başlangıcı veya gelişimi için bir
risk etmeni olabileceği de ileri
sürülmektedir.
Güncelleme Tarihi: 27 Ekim 2017, 15:15
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER
google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0