Vekalet savaşları, yeni emperyalizmin en kirli savaş türü

AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş, "Vekalet savaşları, yeni dünya dengesizliğinin önümüzdeki yıllarda da kullanmaya devam edeceği yeni emperyalizmin en kirli savaş türlerinden birisidir." dedi.

Vekalet savaşları, yeni emperyalizmin en kirli savaş türü
banner98

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, "Suriye'de kimlik kartı bile olmayan Kürt kardeşlerimiz üzerinden YPG/PYD gibi bir örgüt ortaya çıkarıldı ve bu örgüt üzerinden bölgede hem etnik temizlik yaptırıldı hem bölgenin dengeleri olabildiğince değiştirildi. Vekalet savaşları, yeni dünya dengesizliğinin önümüzdeki yıllarda da kullanmaya devam edeceği yeni emperyalizmin en kirli savaş türlerinden birisidir." dedi.

Kurtulmuş, Türk Edebiyatı Vakfında "Büyüsü Bozulan Dünyada Yeni Düzen Arayışı" başlıklı konferansta yaptığı konuşmada, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra dünya tarihinin en önemli gelişmesinin dünyanın merkezinin Avrupa'dan ABD'ye kayması olduğunu vurgulayarak, uzun yıllar ABD'nin domine etmiş olduğu bir dünya sistemiyle karşı karşıya kaldıklarını söyledi.

Soğuk savaş döneminin Türkiye için de çok büyük bedellerin ödendiği bir dönem olduğunun altını çizen Kurtulmuş, "Gençlik yıllarımız bize 12 Eylül öncesindeki o günkü adıyla anarşi dönemi, okulların parsellendiği, amfilerin farklı grupların elinde olduğu ve yaklaşık 7-8 yıllık süre içerisinde 5 bin vatan evladının sağcı-solcu diyerek toprağın altına girdiği bir büyük faturayı da Türkiye soğuk savaşta ödedi. Aslında bizim sağ-sol kavgamız ABD-Rusya arasındaki didişmenin dünya hakimiyetinin Türkiye içerisindeki yansımasıydı." diye konuştu.

Kurtulmuş, Berlin Duvarı'nın yıkılmasıyla başlayan sürecin yeni bir dünyanın ortaya çıkaracağının ümit edildiği bir dönem olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Fakat ne yazık ki o süreçten bu yana maalesef gündeme hangi konular geldiyse o konuların hiçbirinin gerçekleşmediğini, dünyada bir dengenin ortaya çıkmadığını tam tersi bir küresel dengesizlik dönemini yaşamakta olduğumuzu görüyoruz. Bu dönemde maalesef üçüncü dünya savaşının çoktan başlamış olduğunun emareleri ortadadır, bu sefer önce vekalet, ticaret ve ekonomik savaşları olarak başlamakta olan bir süreç ve öyle görünüyor ki kutbun bir tarafında ABD'nin diğer tarafında Çin'in olduğu Avrupa Birliği'nin, Rusya'nın, Hindistan'ın diğer ülkelerinde bu gerilim içerisinde kendilerine yer edinme mücadelesi verdiği bir dönemdeyiz. Bütün bunlarla birlikte neoemperyalizmin yeni savaş türleri de ortaya çıkıyor. Suriye'de başlayan vekalet savaşlarıdır. Vekalet savaşları bu bölgede kendi güçlerini en yüksek seviyeye çıkarmak isteyen bazı uluslararası güçlerin ellerini ateşe sokmadan maşaları terör örgütleri vasıtasıyla bölgeyi dizayn etme çabasıdır. DEAŞ'ın ya da bugünlerde Türkiye'nin başına iyice bela olan YPG/PYD'nin nasıl oldu da birkaç ay gibi kısa süre içerisinde ortaya çıktığını hiç kimse anlatamaz."

DEAŞ'ın "güya" internet üzerinden haberleşerek dünyanın dört bir yanından 90 bin militanı bir araya getirdiği gibi konuların anlatıldığını aktaran Kurtulmuş, DEAŞ'ın neden kurulduğunu şimdi çok daha iyi anladıklarını kaydetti.

Kurtulmuş, DEAŞ'ın Suriye'de ve Irak'ta birçok şehri işgal ederek yoluna devam ettiğini anlatarak, "Suriye'de kimlik kartı bile olmayan Kürt kardeşlerimiz üzerinden YPG/PYD gibi bir örgüt ortaya çıkarıldı ve bu örgüt üzerinden bölgede hem etnik temizlik yaptırıldı hem bölgenin dengeleri olabildiğince değiştirildi. Dolayısıyla vekalet savaşları yeni dünya dengesizliğinin maalesef kullandığı öyle görünüyor ki önümüzdeki yıllarda da kullanmaya devam edeceği yeni emperyalizmin en kirli savaş türlerinden birisidir. Ayrıca ticaret savaşları görüyorsunuz Trump bir gece içerisinde bütün gümrük duvarlarını kaldırabiliyor ve istediği ülkeye gümrük koyuyor. Hani dünyada küreselleşme süreciyle birlikte tam manasıyla neoliberal bir dünya düzeni kurulacaktı. Bunların hepsinin hayal olduğunu görüyoruz." ifadelerini kullandı.

Ekonomik savaşlar sürecinin de çok önemli olduğunu dile getiren Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Vekalet, ticaret ve ekonomik savaşlar, önümüzdeki süreçteki dünya dengelerini etkileyecek önemli savaş türleridir. Ne yazık ki bunların üçünden de Türkiye, içinde bulunduğu bölgenin lider ülkesi olarak istese de istemese de etkilenecektir. Dünyadaki küresel sistemi anlamak bakımından en önemli gördüğümüz hususlardan birisi dünyadaki küresel gelişmeleri görmemizdir. Bunların başında gelir dağılımı adaletsizliği geliyor. Dünya nüfusunun yüzde 0,7'si bugün itibarıyla dünyadaki toplam varlıkların yüzde 44'üne sahiptir. Buna karşın dünyadaki nüfusun yüzde 70'i ise dünyadaki toplam servetin sadece yüzde 3'üne sahiptir. Böyle bir dünya insanlık tarihi boyunca kurulmadı. Başka hiçbir farklılık olmasa bu gelir dağılımındaki adaletsizlik dolayısıyla dünya zaten dibine bombalar kurulmuş fitili ateşlenmek üzere bekliyor vaziyettedir. Dünyayı önümüzdeki on yıllar bu küresel gelir adaletsizliği üzerinden çok ciddi şekilde sorunlarla karşı karşıya kalmamızı sağlayacaktır. Önümüzdeki yılların en önemli meselesi zengin kuzeyle fakir güney arasındaki savaş olacaktır. İster istemez kendi bünyesinde zaten başka sorunları da ortaya çıkaran en temel küresel tezat ve çelişki alanı burasıdır."

Gelir dağılımı adaletsizliğinin göç meselesini ortaya çıkardığını belirten Kurtulmuş, bu adaletsizliğin en önemli meselelerinden birisinin de terörizmi küresel hale getirmiş olması olduğunu belirtti.

Kurtulmuş, hem vekalet savaşları hem de açlık ve gelir dağılımı adaletsizliğinin küresel terörizmin en önemli kaynaklarından birisi olduğuna dikkati çekerek, "Ayrıca bir başka önemli mesele de işgaller ve iç çatışmalardır. Bunların gerçekten önüne geçmek için Türkiye'nin içinde bulunduğu bölgenin çok güçlü olması mecburiyeti vardır. Eğer ABD'nin Afganistan'ı işgali olmasaydı bugün El-Kaide diye bir terör örgütünden bahsediyor olmayacaktık. Eğer ABD'nin Irak'ı işgaliyle başlayan süreci olmasaydı belki bugün DEAŞ, YPG/PYD diye terör örgütlerinden bahsetmemiz mümkün olmayacaktı. Dolayısıyla iç çatışmalar ve bunlar bahane edilerek oluşturulan işgaller maalesef dünyadaki en önemli dengesizlik unsurlarının başında geliyor." değerlendirmesini yaptı.

Türkiye'nin tarihinden gelen birikimi ve mirasıyla resmin tamamını görerek çözüm üretmek mecburiyetinde olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "YPG/PYD inanın ki bir araçtan ibaret. Sahipleri YPG'yi PYD'yi vakti dolduğu zaman bir paçavra gibi çöp tenekesine atacaklardır. Hatırlayın ASALA diye bir örgüt vardı nerede şimdi? Kullandılar ve çöp tenekesine attılar. Bu kadar insanın kanına giren bu DEAŞ denilen örgütü de bir müddet sonra çöp tenekesinden toplayacaklar. Dolayısıyla bizim parçalar üzerinde durmak değil resmin bütününü görmek ve bunun gereğini yerine getirme mecburiyetimiz var." ifadelerini kullandı.

Kurtulmuş, "Türkiye dese ki, 'benim iddiam yok. Kim bana ne derse dinleyeceğim.' YPG'yi yarın sabah gündemden kaldırırlar. Türkiye'de döviz üzerindeki operasyonu gündem kaldırırlar. 'FETÖ' dediğimiz adamı 2 gün sonra uçakla istediğiniz yere gönderirler. Türkiye iddialarından vazgeçemez. Eğer, iddialarından vazgeçerse, Türkiye olmayız, ecdadımıza layık bir millet olmayız. Bu iddialar biz bu topraklarda yaşadığımız sürece bu toprakların havası suyu gibidir. Türkiye'nin bu iddialarını sürdürebilmesi için yapması gereken şey, kendi eksenini tahkim etmesidir. Türkiye'nin ekseni kaymıyor, Türkiye kendi eksenine oturuyor. Dünyanın her tarafıyla ilişkisi olan güçlü bir Türkiye. Ekonomik güç, istikrar içerisinde üreten, güçlü, başkasına muhtaç olmayan, kendi üretim gücü olan bir ekonomiye sahip olmalıyız. Türkiye'nin dış politikada güçlü ve belirleyici olması, kendisine ve bölgesine karşı oluşan planları, oyunları bozabilecek dış politika kartlarını kullanabilmesi lazım. Hiçbir ülke Türkiye gibi büyük bir ülkeyi kaybetmeyi göze alamaz." diye konuştu.

Programda, Türk Edebiyatı Vakfı Başkanı Serhat Kabaklı, Kurtulmuş'a "Türk Edebiyatı Vakfı Şeref Üyeliği" beratı takdim etti.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER
google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0