PEKERİN İDDİALARI NEDEN ARAŞTIRLMIYOR….

Organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in açıklamaları neden araştırılmıyor.
Bu soruyu Türkiye’de yaşayan her vatandaş birbirine soruyor.
En son bir gazeteci aracılığı ile ortaya attığı Kazakistan olayı ve Türkiye
bağlantıları yenilen yutulan cinsten değil.Bir de hayret ve dehşetle “Sedat
Peker’in iddia ve itirafları hiçbir sonuç doğurmadı” diyorlar.
Doğru, yer yerinden oynamasa bile polis ve yargı yerinden kıpırdamalı, bazı
taşlar oynamalıydı.
Suç dünyasında olan biteni, suç örgütü liderliğinden aranan Peker ifşa ediyordu.
İçeriden biriydi. Onun ifşaatı dikkate alınmayacaktı da kiminki alınacaktı!
Suçla mücadele açısından paha biçilmez ifşalardı. Doğruluğu araştırılmalı, hızla
üstüne gidilmeli, hepsinin aslı astarı aydınlatılmalıydı.
Evet, bu açıdan doğurması gereken sonuçları doğurmadı.
Fakat hiçbir sonuç doğurmadığı da söylenemez.
Peker’in dikkat çektiği isimlerden Halil Falyalı, KKTC’de öldürüldü.
Bildikleri yüzünden susturuldu mu?
Yeraltı dünyasındaki bir tasfiye veya hesaplaşmadan mı?
Gerçeği belki de hiç öğrenemeyeceğiz.
Kesin olan şu; ölümü, birilerini rahatlattı.
En fazla da hakkında çok şey bildiği kimseleri. Herhalde onlardan daha fazla
kurtulmak isteyen yoktur.
Peker’in takdimine bakılırsa Falyalı, kara kutuydu. Uyuşturucu trafiğinden
kumar ve kara para aklamaya uzanan bir gayrimeşru alemin kara kutusu.
Konuşmasından mı korkuldu?
Kimin ayağına bastı, kimin canını yaktı?

Kasasında tuttuğu sırların, can sıkıcı bir tehdit oluşturduğu muhakkak.
Şantaj için kullanırken mi hedef oldu?
Kirli, karanlık ilişkiler ağı çözülürse kendilerine uzanmasından çekinenler mi
yaptı?
Ortada ama görünmez gibiydi, Peker’in tuttuğu fenerle görünürleşti.
Adının karıştığı polis operasyonlarına, suçlamalara, ABD’de arandığı mahkeme
dosyasına rağmen hayatına, işlerine devam edebiliyordu. Korunduğu, açığa
çıkmıştı.
Daha uzun süre korunamayacaktı belki de. Zorlaşmıştı. Dokunulmazlık kalkanı
üstünden kalktı kalkacak diye ürkenler olmuştu...
Artık ele veremeyecek, bildikleri baş ağrıtamayacak. Falyalı, birçok kişinin
sırlarıyla birlikte gitti.
Arşivi, kendi başını yakmış da olabilir.
Ama bir yerlerde duruyor mudur, el mi değiştirdi? Ne kadarı Peker’in eline
geçmişti?
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın, “Değerli bir kardeşimizi kaybettik”
dediğini okudum. Cinayeti ve arkasındakileri aydınlatmak için ne gerekiyorsa
yapma sözü verdiğini de.
Falyalı’dan sevgiyle bahsetmesi, öldürülmesinden duyduğu üzüntü ve keder bir
yana...Tatar, istese ve uğraşsa bile bu cinayet çözülebilir mi? Çözülmesini
istemeyenlere gücü yeter mi?
Şimdilik muamma. Çözülüp çözülmeyeceği çok şüpheli.
Fakat Kıbrıs ağzıyla kapı, bir kere kındırık bırakıldı. Yani aralık.
Bu cinayet, bazı kirli sırları kapatabilir, bazılarının ortaya saçılmasını
engelleyebilir. Bazı suç bağlantılarının üstünü örtebilir.
Ama Peker, o kapıyı hiç aralamamış gibi olmaz bir daha. Tam karartma, bu
saatten sonra imkansız.
‘Kandırık’ haldeki kapı, kapalı görünse de açıktır. Kapısı bir kere aralanan
hiçbir sır da ilanihaye gizli kalmaz.

YORUM EKLE
google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0