Yaycı Paşa ve AK Parti MKYK Üyesi Külünk, Bursa’dan uyardı:

Genel Merkezi Bursa’da bulunan TR-Düşünce Kulübü’nün düzenlemiş olduğu ‘Mavi Vatan ve Siyasi Denklemler’ konulu konferansın konuşmacı konukları emekli Tümamiral Doç.Dr. Cihat Yaycı ve AK Parti eski milletvekili ve MKYK Üyesi Metin Külünk’tü…

Yaycı Paşa ve AK Parti MKYK Üyesi Külünk, Bursa’dan uyardı:
banner98

Yaycı ve Külünk, Ördekli Kültür Merkezi’ndeki konferansta gündemdeki siyasi konular üzerine önemli
açıklamalarda bulundular.
Dünyada soğuk savaş döneminin yerini hiper savaşlar, çatışma ve kaos döneminin aldığını belirten
Külünk, “Artık hiçbir ülke hele ki Türkiye gibi kadim bir devlet geleneğinin devamı olan, kadim
devlet aklına sahip olan bir devletin artık sözünün yerel olması mümkün değildir. Türkiye evrensel
söz söylemek zorundadır çünkü dünyada soğuk savaş dönemindeki dar alan çatışmalarının yerini
hiper çatışma alanına bıraktı. Dolayısıyla hiper çatışma ve kaos ortamında söylenecek her sözün de
hiper olması zorunludur. İnsanlık artık eş zamanlı dijital kavim göçü yaşıyor. Dünyanın her yerinde
etkileşim içinde var olmak zorundayız” dedi.
Yunanistan’ın Türkiye’ye karşı kışkırtıcı politikasına da değinen Külünk, batı tarafından şımartılan
Yunanistan’ın ikinci bir Ukrayna ve Miçotakis’in de ikinci bir Zelenski olma hevesinden vazgeçmeleri
çağrısında bulunarak şunları söyledi:
“Biz hep Ege’de 12 adayı konuşuyoruz ama adı konmamış 152 ada var. İtalyanlar üzerinden
Yunanistan’a devredilen adaların silahlardan arındırılmış adalar olması gerekirken ısrarla
silahlandırması, ABD’nin üst kurması, yalnız Dedeağaç değil Girit üzerinden de ciddi hamleler
yapılıyor. Kara parçası olarak ifade edilen vatan toprağı da uydudan başlayan siber alemde devam
eden dijitalde varlığını hissettiren ve denizlerin hiç olmadığı kadar stratejik açıdan öne çıktığı
dönemde denizler devleti olarak anılmak, yani bizim için ana vatan, mavi vatan, dijital vatan, siber
vatan, uydu vatanı konuşmayı, inşa etmeyi zorunlu kılan bir süreçteyiz. Mavi vatan 1 milyon 261
bin kilometrekarelik vatan parçası demektir. Türkiye’nin yüzölçümünü verirken artık 784 bin
kilometrekarelik değil 1 milyon 261 bin kilometrekare olarak okunmalı. Eğer denizlerdeki vatan
kavramının ve deniz devleti olduğumuzu önemsemez, bunu hissettirmezsek, Anadolu topraklarında
bizi bütün bırakmazlar! Eğer denizler devleti olduğumuzu kabul edip denizler üzerindeki egemenlik
haklarımızı sonuna kadar sahiplenme noktasında serhat boyu kavramımızı eğer 1 milyon 261 bin
kilometre karelik deniz boylarından tanımlamazsak, eksik bırakırız.”
İklim değişikliği ironisi arkasında bütün insanlığı kıtlıkla ve açlıkla tehdit eden şeytani bir aklın
saldırıları açık hale getirdiği bir süreci yaşadığımızı vurgulayan Külünk, “Geçen hafta buğday
tarlalarımız yakıldı. Hollanda’da da yakıldı, aynı aklın operasyonudur. Tekirdağ’daki arı kovanlarına
yapılan saldırı gibi… Dikkatli ve uyanık olmak zorundayız. Marmaris’te ve Kuzey Kıbrıs’ta başlayan
orman yangınları hiçbiri birbirinden bağımsız değil hepsi aynı merkezin operasyonları ve doğrudan
bütünsel insanlığa yönelik tehdittir” şeklinde konuştu.
2023 yılının Türkiye’nin bin yıllık devlet tarihinden ve cumhuriyetin kuruluşundan sonraki gelecek bin
yılını belirleyecek en kritik tarihi kavşak noktası olacağını savunan Külünk, ülkemiz üzerine oynanan
siyasi oyunların denizlerimizdeki enerji kaynaklarına ulaşmayı engellemek amacıyla yapıldığını ileri
sürdü.

Emekli Tümamiral Cihat Yaycı da, slayt destekli sunumunda Mavi Vatan kavramı ve Yunanistan’ın
Ege’deki bitmek bilmeyen tacizleriyle ilgili dikkat çeken açıklamalar yaptı.
Uluslararası hukukla belirlenen Mavi Vatan sınırlarımız içinde, petrol, doğal gaz ve kaya gazının
dışında nükleer teknolojide kullanılan zengin maden yataklarının bulunduğunu belirterek, “ Van
gölümüz bile başlı başına bir uranyum yatağı… Bu madenleri çıkarıp işlemenin yolu denizlerimize
sahip olmaktan çıkar. Nasıl bir karış kara parçasını vermiyorsak, aynı hassasiyeti denizlerimizdeki
bir damla su için de göstermeliyiz. Gerekirse bunun için savaşı göze alırız. Bunu başarırsak
ülkemizin enerji sorunu çözülür, enerji maliyeti olmayan hatta ihraç eden bir ülkenin cari açığı da
olmaz. Büyük devlet olmanın iki ana faktörü vardır. Birincisi enerji sorununu çözmek, ikincisi
nükleer teknolojiye, güce sahip olmak… Devlet ve millet olarak elimizdeki bu fırsatı iyi
değerlendirmeliyiz. “
Marmaris’teki yangınların arkasında da PKK-FETÖ-Yunanistan üçlüsünün olduğunu iddia eden Yaycı,
Deniz Kuvvetleri’nde görev yaptığı yıllarda Ege’deki adalar ve kayacıklarla ilgili ayrıntılı çalışma
yapıldığını hepsinin isim isim belirlendiğini belirterek, “Yunanistan’ın adalar ve kayacıkları
sahiplenme girişimlerini Dışişleri Bakanlığımız bu dosyayı uluslararası hukukla diplomatik yoldan
çözebiliriz. Şunu da belirteyim, Yunanistan’ın Ege’de bayrağımızı indirip kendi bayrağını astığı ne bir
ada ne de kaya parçası var. Bu tür safsatalara da halkımız inanmasın. Yunanistan, böyle bir cüret
gösteremez, gösterdiğinde nasıl bir karşılık alacağını iyi biliyor!” dedi.
Konferansın bitiminde konuşmacı konuklara teşekkür eden TR-Düşünce Kulübü Başkanı Ercan Yakut,
kent, ülke ve dünya gündemindeki konuları konuşmaya, tartışmaya devam edeceklerini söyledi.

Necmi İnce

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER
google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0