banner101

Kılıçdaroğlu'nun Açıklaması

"Bütün peygamberler devrimcidir. Dünyayı değiştirmiştir. Düşünün Hz. Muhammed, milyarlarca kişiyi etkilemiştir. Tarihin gördüğü en büyük devrimcidir" "Dinin temeli bana öğretilen ahlaktır. Ahlak hepimizin yüceltmesi gereken bir kavramdır. Ahlakı erdem olarak benimseyip özümsersek emin olun dünyanın en iyi insanı oluruz"

Kılıçdaroğlu'nun  Açıklaması
 CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bütün peygamberler devrimcidir. Dünyayı değiştirmiştir. Düşünün Hz. Muhammed, milyarlarca kişiyi etkilemiştir. Tarihin gördüğü en büyük devrimcidir" dedi.  

CHP Basın Biriminden yapılan yazılı açıklamada, Kılıçdaroğlu'nun Gençlerbirliği Sosyal Tesislerinde düzenlenen iftar proğramında ilahiyatçılar ve gazetecilerle bir araya geldiği belirtildi. 

Buradaki konuşmasında, iftarlarlarda sıcak siyaset yapmaktan özenle kaçındığını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Ahlaktan söz ettik. Dinin temeli bana öğretilen ahlaktır. Ahlak hepimizin yüceltmesi gereken bir kavramdır. Ahlakı erdem olarak benimseyip özümsersek emin olun dünyanın en iyi insanı oluruz" ifadesini kullandı.  

Allah'ın insana verdiği en güzel şeyin akıl olduğuna vurgu yapan Kılıçdaroğlu, gelişim için kısır çekişmelerden de uzak durulması gerektiğine işaret etti.  

Yapılan konuşmalarda "devrimcilikten" söz edildiğini bildiren Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu 

"Samimi düşüncemi söyleyeyim. Bütün peygamberler devrimcidir. Dünyayı değiştirmiştir. Düşünün Hz. Muhammed, milyarlarca kişiyi etkilemiştir. Tarihin gördüğü en büyük devrimcidir. Yeni bir çağ açmıştır. İslamiyetin başlangıç yıllarına bakalım. O dünyada yaratılan bilim, geliştirilen bilim, kitaplar ortaçağın rönesansına kaynaklık yapmıştır. Sormamız gereken soru şudur; İslamiyetten sonra bilim bu kadar hızla gelişirken ve ortaçağ karanlığından Avrupa'yı kurtarırken neden şimdi Avrupa, ya da batı bizden çok daha ileride, İslam dünyası neden geride? Sormamız gereken soru budur. Eğer biz bu sorunun yanıtını bulabilirsek emin olun çok şeyi çözmüş oluruz. Onu çözmek zorundayız. Akıl eğer bizim için, toplumun çıkarları için kullanabileceğimiz bir düşünceyse bizim onu geliştirmemiz lazım. Eğer bunu yapabilirsek emin olun pek çok sorunu hep beraber çözmüş oluruz. Kırgınlıklarımızı gidermiş oluruz hiçbir şey yapmasak bile. Bu konuda üstümüze düşeni yeterince yaptığımızı sanmıyorum. Tabii akıl sorumlulukla beraber düşünmemiz gereken bir kavramdır. Eğer sorumluluğu duyabiliyorsanız o çok daha önemlidir. Bu sorumluluk bazen bireyseldir, insanın bedenine karşıda sorumluluğu vardır. Ama topluma karşıda sorumluluğu vardır. Ailesine karşı sorumluluğu vardır. Komşusuna karşı sorumluluğu vardır. Ama bir siyasetçinin sorumluluğu daha ağırdır. Neden? Çünkü siyasetçi toplumu yönetmeye talip olan kişidir ." 

Japonya'da bir belediye başkanının "4 saat sular akmadı" diye istifa etmesini örnek veren Kılıçdaroğlu, o siyasetçinin sorumluluğunu yerine getirdiğini iddia etti. Kılıçdaroğlu, "Bir de bizi düşünün. Bırakın 4 saati, bırakın 4 günü 15 gün, 20 gün sular akmaz kimse istifa etmez. Kimse de onu sorumluluğa davet etmez. Demek ki bir sorunumuz var. Ahlakı sorgulamak gerekirse Japonya'daki adam mı ahlaklı, yoksa buradaki mi ahlaklı?" görüşünü dile getirdi.  

Kul hakkının önemine de değinen Kılıçdaroğlu, kul hakkı yemenin bütün dinlerde günah olduğunu belirtti. 

Yalan söylememenin de evrensel bir kural olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, bir politikacının halkına yalan söylemesinin de çok ağır bir suç olduğunu kaydetti. 

Dinin ve etnik kimliğin siyasete alet edilmemesi gerektiğinin üzerinde de duran Kılıçdaroğlu, CHP olarak bunlara karşı olduklarını söyledi. 

-"Atatürk'e en büyük kötülüğü bizler yaptık" 

Atatürk'ün devrimlerinin yeterince özümsenemediğini de savunan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti 

"Büyük bir liderdir Mustafa Kemal Atatürk. Gerçekten onun devrimlerini yeteri kadar özümsemiş değiliz. Ona en büyük kötülüğü bizler yaptık. Emin olun en büyük kötülüğü yapanlar da onun adını en çok kullananlar oldu. Rahmetli İlhan Selçuk bunu yapanlara 'gardırop Atatürkçüsü' derdi. Mustafa Kemal o değil. Mustafa Kemal Atatürk, kendisi iktisatçı değil, sosyolog değil, bilim insanı değil. Asker. Cepheden cepheye koşmuş, Yemen'e gitmiş, Trablus'a gitmiş, Erzurum'a gitmiş. Dünyayı gezmiş. Cephelerde çarpışmış. Gerçekten de arkadaşımızın duasında ettiği gibi öbür dünyaya giderken de kefeniyle gitmiş. Bütün malvarlığını bu topluma bırakmış. Bakın daha cumhuriyet ilan edilmeden önce 1921 yılında Çocuk Esirgeme Kurumunu kuruyor. 1921. Neden? Savaş meydanlarında binlerce insan, erkek hayatını kaybetmiş. O çocuklara birilerinin kol, kanat germesi lazım. Çocuk Esirgeme Kurumu. Toplu iğne dahi yapamıyorduk. Bir iki tane fes fabrikası vardı. 1925'te uçak fabrikasının temelini atıyor. 1925. 1934, Kayseri'den kalkan ilk uçak Ankara'ya iniyor. Bizim uçağımız. Haliç'te denizaltı yapmaya çalışıyoruz. 1930'da bizim paramızı basacak bankamız bile yok. Merkez Bankasını kuruyoruz. Şimdi ben bu insana 'Müslüman değilsin' dersem haksızlık yapmış olmaz mıyım? Kul hakkı yedi mi bu insan? Öbür dünyaya dünyalığını mı götürdü? Hayır. Bütün malvarlığını buraya bıraktı. Ama biz haksızlık ettik. Onu aldık başka bir şekilde topluma tanıtmaya başladık. O bir devrimci. Gerçekten de eğer bu ülkenin minarelerinde günde 5 vakit ezan okunuyorsa o insanların sayesinde ." 

Kılıçdaroğlu, geçmişini kötüleyerek gelecek inşa eden bir toplumun olamayacağını da ifade etti. 

"Aslında çok farklı şeyler düşünmüyoruz. Aynı şeyleri söylüyoruz" diyen Kılıçdaroğlu, "O zaman sormamız gerekiyor aynı şeyleri düşünüyorsak neden o zaman bu kutuplaşma, bu kavga neden? Çünkü siyasetçi bu kavgadan oy devşirecek. Yanlış da burada. Siyasetçinin bir ufku olmalı, bir hedefi olmalı. Toplumu ileriye taşıyacağını gösterebilmeli. Kimin dindar olup olmadığını kim tespit edebilir Allah aşkına? Kimin elinde öyle bir terazi var. Kuran var hepimizin ortak kitabı. Herkesin mezhebi var. Bana söyleyebilir misiniz Hz. Muhammed'in mezhebi nedir diye? Yok öyle bir şey. Bunu tartışmaya da gerek yok" değerlendirmesini yaptı. 

Farklı düşüncelerin önemine de değinen Kılıçdaroğlu, farklı düşüncelerin toplumu geliştireceğini kaydetti.  

İnsanoğlunun doğduğu andan itibaren vergi verdiğini savunan Kılıçdaroğlu, demokrasilerde bu vergilerin hesabının sorulması gerektiğini vurguladı.  

Türkiye'de gündemin çok hızlı değiştiğini ve toplumun basit konularda bütün enerjisini harcadığını belirten Kılıçdaroğlu, gündemin bu kadar hızlı değişmesinin ise doğru olmadığını kaydetti. 

-Kılıçdaroğlu'ndan Oflu Hoca fıkrası 

Kılıçdaroğlu, iftarda Oflu Hoca fıkrası da anlattı. Kılıçdaroğlu'nun fıkrası şöyle 

"Genç kız evleniyor, eve geliyor gelin, fakat kız yemiyor, içmiyor. Israr ediyorlar 'Gel ye, iç'. 'Yok, yemem' diyor. E öleceksin. 'Öleyim' diyor. Gidip Oflu Hoca'yı buluyorlar, 'Ya hocam, 'Çocuğu evlendirdik, gelini getirdik fakat bu gelin yemek yemiyor, eridi, ölecek, gel bir bak bakalım ne oluyor.' diyorlar. Geliyor Oflu Hoca, 'Gelin nerede?' diyor, 'Odada' diyorlar. Gidiyor odaya, 'Kızım ne işin var senin, niye yemek yemiyorsun?' diyor. 'Hocam, ben bakire değilim, ama ortaya çıkarsa hadi beni öldürseler bir mesele değil, iki aile birbirine girecek, bir sürü insan ölecek. En iyisi ben kendim hiç yemiyeyim, öleyim. Böylece bu mesele de bitsin' diyor. 'Ben seni kurtaracağım kızım' diyor Hoca. Gidiyor, aileyi topluyor. Diyor ki, 'Valla kızın içinde cin var. Aşağıdan cini çıkarırsak bekareti bozulacak, yukarıdan çıkarırsak gözleri kör olacak. Siz karar verin' diyor. Kaynana birden fırlıyor, 'Ben kör gelini ne yapacağım' diyor. ve ondan sonrada mutlu bir hayat kuruyorlar. Yani Oflu Hoca'nın böyle güzel tarafları da var."
Güncelleme Tarihi: 26 Temmuz 2013, 16:03
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner103

banner108

google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0