Lale Karabıyık basın açıklaması

CHP Eğitim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Lale Karabıyık’ın CHP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın açıklaması:

Lale Karabıyık basın açıklaması
banner98

Biliyoruz ki eğitime ayrılan bütçe bir ülkenin eğitime verdiği önemin temel
göstergesidir. Özellikle de öğrenci başına düşen eğitim harcamaları, eğitim bütçesinin
ulusal gelire oranı gibi veriler biliyoruz ki son derece önemli.
Ülke genelinde tüm eğitim kademelerinde 26 milyon öğrenci bulunuyor. 83 milyonluk
nüfusumuz göz önüne alındığında, nüfusun yüzde 31,12'si eğitimde olduğunu
görüyoruz. Buna rağmen eğitime ayrılan bütçenin gayrisafi yurt içi hasıladaki payı
yüzde 3,47. Diğer ülkelere baktığımızda, bu oranın en az yüzde 4,2 ile yüzde 8
arasında değiştiğini görüyoruz.

Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin yetersiz olması, Millî Eğitim Bakanlığı’nın
sorumluluklarını yerine getirememesine de neden oluyor. Ayrıca, Millî Eğitim
Bakanlığı Bütçesinin Merkezî Yönetim Bütçesi içerisindeki payının sürekli azalıyor
olması, vatandaşların eğitim harcamalarının artmasına sebep oluyor. Bu da
yoksulluğun olduğu yerlerde eğitime erişimdeki eşitsizlikleri derinleştiriyor ve
fırsat eşitsizliğini kaçınılmaz olarak daha da büyütüyor.

Millî Eğitim Bakanlığı’nın bütçesinden yatırımlara ayırdığı paya baktığımızda, 2002
yılında yüzde 17,18'lerde olan bu payın geçen yıl yüzde 4,65 seviyesinde
gerçekleştiğini, bu yıl ise covid ortamında anlamlı olmayan bir artış ile yüzde 8,05
olarak gerçekleştiğini görüyoruz. MEB “Hedeflerimiz var” diyor; ancak bu
rakamlar hedefleri gerçekleştirecek bir bütçeye tekabül etmiyor.
Ülkemizde artarak devam eden derslik ihtiyacını hepimiz biliyoruz. Geçmiş yıllara
bakıldığında iktidarınız döneminde, en az yılda 11 bin derslik yapılsa da, son birkaç
yıldır bağış gelmeden çivi çakılmadığını görüyoruz. Salgın şartlarında ve mevcut
derslik ihtiyacına rağmen geçen yıl artan derslik sayısı sadece 5.624. Bu sayı da
yeni yapılan değil, inşası tamamlanan derslikler.

2
Eğitime erişimdeki tabloya baktığımız zaman 2.4 milyon öğrencinin EBA'ya
erişemediğini biliyoruz. Buna rağmen, çoğu bağışlarla olmak üzere yalnızca 600 bin
tablet dağıtıldı; ancak eğitime erişemeyen öğrencilerin tablet ihtiyacını karşılamak
MEB bütçesinin yaklaşık yüzde 1,5'yla mümkündü. Millî Eğitim Bakanlığı bağış
gelirse derslik yapıyor, bağış gelirse tablet alıyor, bağış gelirse hatta öğretmenlere
meslek içi eğitim verebiliyor. Bağışlara dayanan bir Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi
olamaz.
Eğitime erişimdeki eşitsizlikler, YKS ve LGS’ye giren öğrenciler arasındaki başarı
farklarına yansıdı. Daha iyi koşullarda eğitim alan ve yoksul olmayan ailelerin
çocuklarının başarısını net bir şekilde görüyoruz. Millî Eğitim Bakanlığına yeterli
bütçe verdiğinizde yoksulluğun aileden çocuğa geçmesini de önlemiş,
engellemiş olacağınızı unutmamalıyız!
Değerli basın mensupları,
Öğretmenlerimizin sorunlarını hepimiz biliyoruz. 700 bini aşkın öğretmen atama
beklerken, yüzbinlerce öğretmen ihtiyacı resmi verilere yansımışken, geçtiğimiz yıla
göre resmi okullarda öğretmen artışı sadece 7.154 olarak gerçekleşti. Pandemi
şartlarında öğretmen ihtiyacını, boş geçen dersleri, ihtiyaçtan görevlendirilen ve
sayısı 83 bine ulaşan ücretli öğretmenlerimizi de göz önüne aldığımızda, bu artışı
kabul etmek mümkün değil.
Değerli basın mensupları,
4+4+4 sisteminin ilk mezunları geçen sene verildi ve bu öğrencilerin Liselere Geçiş
Sınavı’ndaki başarısı geçen sene ortalama yüzde 11 düştü. 
Bu arada yükseköğretime ortaöğretimden geçen öğrencinin aldığı eğitimdeki eksikleri
de unutmamak gerek.
Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nda 40 temel matematik, 40 Türkçe, 10 fen, 10
sosyalden soruların yanıtlandığı TYT oturumunda, 40 temel matematikten 1 net bile
yapamayanların sayısı geçen yıl 900 bindi; bu yıl 1 milyonun üzerine çıktı.
Diğer taraftan, yükseköğretimde yaşanan sorunlara baktığımızda, 2006'dan bu yana
"her şehre bir üniversite" mantığıyla ve meslek envanteri yapmadan açılan fakülteleri,
bölümleri, verilen kontenjanların ardından gelinen nokta, bir işsizler ordusu, ortaya
çıkan “ev genci” gerçeği ve boş kontenjanlar ile karşı karşıyayız.

3
Size bu yıla dair boş kontenjan verilerini paylaşayım… Bu yıl 250 bin kontenjanın
boş kaldığı bilgisi kamuoyuna yansıdı. Bazı bölümler boş kontenjanları ile daha
fazla ön plana çıkıyor. Bu durum ayrıca, piyasanın ihtiyacı olan meslek ve donatıda
eleman yetiştirilememesine ve biriken mezunların kendi meslekleri dışında farklı
işlerle geçimini sağlamak zorunda kalmasına sebebiyet veriyor. Bu nedenle fakülte
ve bölümler, kesinlikle meslek envanteri yaparak, var olan ihtiyaca göre açılmalı ve
kontenjan verilmelidir.
Üniversitelerde akademik özgürlükler de gün geçtikçe kötüye gidiyor. Akademik
özgürlükte 175 ülke arasında 170. sıradayız! Akademisyenler korkuyor, aidiyet
duygusunu kalmadı, cemaatler üniversitelere yayıldı, üniversitelerde genel olarak
rektör sorunu var, ki bu rektörler seçimle gelmeyen rektörler. Akademilerde çalışma
barışı bozuldu; yaşanan gerçeklerle akademinin durumu böyle.
Üniversitelerin performanslarını arttırabilmeleri, her şeyden önce bilimsel, yönetsel ve
mali özerklik ile ilgili olup, ayrılan bütçe, liyakatle belirlenen atamalar, seçilmiş
rektör ve yeterli sayıda kadro ve araştırmacı ile mümkün olacaktır. Bunun
önemini hep vurguluyoruz, tekrar hatırlatmak istiyorum…
Nitelikli ve kaliteli yükseköğretim, öncelikli hedeflerimizden biridir. Ve buradan
yinelemek istiyorum: İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamemizde de ifade ettiğimiz
gibi, üniversitelerimizi, her türlü düşüncenin özgürce tartışılabildiği, her türlü
bilimsel çalışmanın özgürce yapılabileceği ortamlar haline getireceğiz. Çünkü
biliyoruz ki, üniversitelerin bilimsel, yönetsel ve mali özerkliği çok önemlidir. Bilim
üretemeyen üniversiteleri olan ülkeler dışa bağlılığa mahkumdur.
Değerli basın mensupları,
Türkiye'nin geleceği eğitimdedir. Ve geleceğimiz için, bilgili, sorgulayan, araştıran
öğrenciler yetişecek bir eğitim sistemine acilen ihtiyaç vardır.
İdeolojik çıkar ve siyasi kararları değil, çocukların ve gençlerin maksimum yararını
temel alacak bu eğitim sistemi için, Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidara yürüdüğü şu
günlerde, gerçekleştirdiğimiz 7 Bölge Eğitim Toplantılarıyla, 81 ilimizde yaşanan
öğretmen açığı, okul ihtiyacı, kapalı köy okulları, derslik sorunu ve eğitim öğrenimin
diğer sorunlarına ilişkin görüş ve önerileri alarak, bu doğrultuda çalışmalarımızı
zenginleştirmekteyiz.

Necmi İnce

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER
google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0