Ahmet Davutoğlu İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya başvurusunu değerlendirdi:

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya üyelik başvurularını değerlendirdi.

Ahmet Davutoğlu İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya başvurusunu değerlendirdi:
banner98

‘’Türkiye’nin AB üyeliğini olumlu yönde
etkilemesi sağlanmalı’’

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İsveç ve Finlandiya'nın
NATO'ya üyelik başvurularını değerlendirdi. Davutoğlu Kararlı ve yapıcı bir
diplomasi ile Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliklerinin Türkiye’nin AB
üyeliğini olumlu yönde etkilemesi sağlanmalıdır." dedi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz günlerde İsveç ve Finlandiya
için "NATO üyeliklerine olumlu bakmıyoruz demişti. İsveç ve Finlandiya'nın
NATO'ya üyelik başvurularını değerlendiren Gelecek Partisi Genel Başkanı
Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin kapılarını kapatmamasını ve NATO
üyeliklerinin Türkiye’nin AB üyeliğini olumlu yönde etkilemesinin
sağlanmasını söyledi.
ERDOĞAN'IN GÜNLÜK BORSA GİBİ DEĞİŞEN AÇIKLAMALARI
Erdoğan'ın NATO üyeliği konusunda kısa bir süre önce Finlandiya
Cumhurbaşkanına Finlandiya’nın üyeliğini destekleyeceklerini söylediğini
hatırlatan Davutoğlu, "Erdoğan’ın günlük borsa gibi değişen açıklamaları,
devleti temsilen konuşan yetkililerin birbirleriyle ama en çok da
Cumhurbaşkanı ile ters düşen ifadeleri devlet ciddiyetine de, diplomasi
geleneğimize de, en temel iletişim ilkelerine de aykırıdır." ifadelerini
kullandı.
KULLANILAN DİL DE, SÖYLEM VE YÖNTEM YANLIŞTIR
Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
Kullanılan dil de, söylem de uygulanan yöntem de yanlıştır. Haklı
olduğumuz bir konuda bizi açığa düşürmektedir. Ülkelerin dış politikadaki
en büyük gücü işbirliğinde güvenilirliği, tehdit anında ise caydırıcılığıdır. Son
yıllarda yurt içinde ve dışında yayınladığım bir çok çalışmamda da
vurguladığım ve kavramsallaştırdığım gibi dünya hızla “çoklu güçler
dengesi” sistemine gitmektedir. Birçok güç dengesinin aynı anda etki
gösterdiği bu sistemde ülkelerin ellerindeki kozları artırmaları, farklı güç
merkezleri ile dengeli ancak iyi önceliklendirilmiş ilişkilere girmeleri kendi
çıkarlarınadır. Bu kural Türkiye gibi farklı jeopolitik çekim alanlarının
merkezinde olan bir ülke için özellikle önemlidir.

RUSYA İLE GELİŞTİRİLEN İLİŞKİLER GÜÇLENİR
Türkiye’nin NATO’da artan etkinliği Rusya ile ilişkileri zaafa uğratmayacağı
gibi bu ilişkideki gücünü ve değerini artırır; Rusya ile geliştirilen ve
derinleştirilen ilişkiler de NATO bünyesindeki etkinliğini ve saygınlığını
güçlendirir.
MADDE MADDE SIRALADI
Bu bağlamda yapılması gerekenleri kamuoyumuza tam bir sorumluluk
duygusu ile arzetmeyi yapıcı muhalefet anlayışımızın bir gereği olarak
telakki ediyorum:
Türkiye’nin NATO’nun açık kapı politikasına geçmişten bu yana hep destek
verdiği, ancak terör ile ilgili haklı kaygılarının giderilmesini beklediği, esasen
teröre karşı işbirliğinin NATO’nun bütün stratejik belgelerinde yer aldığı tam
bir söylem bütünlüğü ve uyumu içerisinde ifade edilmelidir.
Önümüzdeki ay Madrit’te gerçekleşecek ve temel stratejik metnin de kabul
edileceği NATO zirvesine bu konulara açıklık getirecek ve terörle mücadele
konusunda taraflara sorumluluk yükleyecek bir diplomatik hazırlık ile
gidilmelidir.
TÜRKİYE'NİN F-35 PROJESİNE GERİ DÖNMESİ İTTİFAK İÇİN DE
ÖNEMLİ
Ayrıca bu stratejik belgeye Türkiye’nin ittifak içindeki konumu ile ilgili son
dönemlerde yaşanılan tartışmaların olumsuz etkisini giderecek unsurları da
muhtevi bir Türk Stratejik Katkı metni hazırlanmalıdır. Bu metinde
Türkiye’nin F35 projesine geri dönmesinin sadece Türkiye için değil ittifak
için de taşıdığı önem vurgulanmalıdır.
Böylece ittifak içinde yayılan uzlaşmaz ve güvenilmez ülke algısı süratle
değişmeli, İttifakın en önemli ülkelerinin başında gelen Türkiye NATO’nun
gittikçe öneminin artacağı bir sürece ittifakın yapıcı başat aktörü olarak
girmelidir.
Açık kapı politikasının bir gereği olarak son dönemde benzer tehditler
altında yeniden bölünme senaryoları gündeme getirilen Bosna-Hersek’in
NATO üyelik sürecine İsveç ve Finlandiya ile paralel bir işlerlik
kazandırılması için girişimde bulunulmalıdır.
TÜRKİYE'NİN AB ÜYELİĞİNİ OLUMLU YÖNDE ETKİLEMESİ
SAĞLANMALI

Kararlı ve yapıcı bir diplomasi ile Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliklerinin
Türkiye’nin AB üyeliğini olumlu yönde etkilemesi sağlanmalıdır. Türkiye’nin
AB üyeliğine her zaman özel destek veren Finlandiya ile bu konuda yoğun
bir istişare süreci başlatılmalıdır.
Bu gelişmelerin ABD ile zaten var olan ve kerhen dondurulan gerilimli
ilişkilerin daha da gerilmesinin önüne geçilmelidir. Yunanistan Başbakanı
Mitsotakis’in ABD ziyaretindeki ortak söylem ve yaklaşımlar, ABD-
Yunanistan Savunma işbirliğinin genişlemesi, ABD,Yunanistan, GKRY,
İsrail Dörtlüsünün işbirliği (3+1 Formatı) yakından takip edilmeli ve
NATO’daki etkinliğimiz dengeleyici bir unsur olarak güçlendirilmelidir..
Bu süreçteki pozisyonumuz Rusya ile de şeffaf ve ilkeli bir şekilde
paylaşılmalı; NATO’daki artan etkimizin NATO-Rusya ilişkilerini olumsuz
etkilemeyeceği, aksine gerginliği azaltan bir sonuç doğuracağı kendilerine
iletilmelidir.
NATO-RUSYA KONSEYİ YENİDEN TOPLANMALI
Bu bağlamda geçmişte önemli işlevler gören NATO-Rusya Konseyinin
yeniden toplanması için yapıcı ve uzlaştırıcı bir rol üstlenilmelidir.
En önemlisi de kurumsal akıldan kopuk kişisel reflekslere, çelişkili söylem
ve uygulamalara dayalı dış politika anlayışı kökten değiştirilerek hızla
değişen uluslararası stratejik ortama uygun, Türkiye’nin siyasi ve ekonomik
ihtiyaçlarına cevap veren yeni ve dinamik bir makrostratejik çerçeve
oluşturulmalıdır.
ERDOĞAN NE DEMİŞTİ?
İsveç ve Finlandiya'nın olası NATO üyeliğine sıcak bakmadıklarını
vurgulayan Erdoğan, şu açıklamayı yaptı:
Biz şu anda İsveç ve Finlandiya ile ilgili gelişmeleri takip ediyoruz ama
olumlu bir düşünce içerisinde değiliz. Çünkü daha önce Yunanistan ile ilgili
NATO konusunda bir yanlış yaptılar bizden önceki yönetimler ve
Yunanistan'ın Türkiye'ye karşı NATO'yu da arkasına alarak takındığı tavrı
biliyorsunuz. Bu konuda ikinci bir yanlışı Türkiye olarak işlemek istemiyoruz.
Kaldı ki İskandinav ülkeleri ne yazık ki terör örgütlerinin adeta misafirhanesi
gibi. PKK'sı, DHKPC'si İsveç'te, Hollanda'da yuvalanmış durumdalar. Ve
oraların hatta daha da ileri gidiyorum parlamentolarında da yer alıyorlar. Bu
noktada bizim olumlu bakmamız mümkün değil.

Necmi İnce

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER
google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0