Paris Bosphorus Enstitüsü Başkanı Kaleağası, BUSİAD'ın toplantısında konuştu

Paris Bosphorus Enstitüsü Başkanı Bahadır Kaleağası, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla birlikte küresel tedarik zincirlerinin çeşitleneceğini belirterek, "Şirketler, Çin'e bağımlılığını azaltıyor. Türkiye de bundan yararlanmak durumunda. Türkiye, Avrupa'ya yakınlığını hissettirmeli." değerlendirmesinde bulundu.

Paris Bosphorus Enstitüsü Başkanı Kaleağası, BUSİAD'ın toplantısında konuştu
banner98

Bursa Sanayicileri ve İşinsanları Derneğinden (BUSİAD) yapılan açıklamaya göre, Kaleağası, dernek tarafından videokonferans yöntemiyle gerçekleştirilen "Çekirge Toplantısı"nın konuğu oldu.

Kaleağası, burada yaptığı "Pandemi Ötesinde, Dünya ve Türkiye" başlıklı konuşmasında, küresel dünyada kalıcı bir düzen olmadığını belirterek şunları ifade etti:

"2008'de finansal kriz yaşanınca G20 etkinleştirilmişti. Finansal hareketlerden iklim değişikliğine birçok yeni uluslararası düzenlemenin önü açılmıştı. Uluslararası dünya hükümeti değil ama uluslararası politikalar vardı. Küreselleşme ilerliyordu. Sosyal medyadan eğitime hızlı bir dijitalleşme, sosyal ve ekolojik bir toplum arayışı vardı. Bunların bir kısmının değişeceği, bir kısmının değişmeyeceği, bir kısmının az değişeceği bir döneme girdik. Küreselleşme, esas olarak devam edecek."

Kaleağası, "sağlık mı öncelikli, ekonomi mi" sorusuna dikkati çekerek, "Sağlıksız toplumlar, ekonomiyi çökertiyor. Biyolojik virüsün yanı sıra dijital virüs, dezenformasyon virüsü, terörizm virüsü ve karbondioksit virüsü de hayatımıza girdi. Toz duman kalkınca toplumlar için varoluşsal sorunlar derinleşecek. Krizin acil sorunları da gelecek yıl bu vakitler devam edecek." değerlendirmesinde bulundu.

Sürecin fırsatları da beraberinde getirdiğini belirten Kaleağası, şunları kaydetti:

"Küresel tedarik zincirleri çeşitlenmeye gidiyor. Şirketler, Çin'e bağımlılığını azaltıyor. Türkiye de bundan yararlanmak durumunda. Türkiye, Avrupa'ya yakınlığını hissettirmeli. Sadece mesafe yakınlığı değil, mevzuat ortamı, siyasi yakınlık ve sosyal sempati yakınlığı da sağlamalı. Bu, sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle sağlanabilir. Daha dijital, ekolojik ve sosyal bir dünyaya doğru gidiyoruz. Bu, bir fırsattır. Türkiye hızlı giderse 1990'lardaki avantajlarını yakalayabilir. Yakın gelecekte AB, karbon salınımına ilişkin vergiler uygulayacak. Bu, Türkiye için bir avantaj olabilir."

Güncelleme Tarihi: 05 Şubat 2021, 12:38
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER
google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0