Kategoriler

''Sabrediyoruz Ama Nereye Kadar''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen AK Parti İstanbul İl Başkanlığının iftarında konuştu.

 "Eğer bu topraklarda egemen olanın diğerine bir zulmü olsaydı, inanın bugün bu kadar renkli bir Türkiye olmazdı. Özellikle son asırda bazı hatalar yapılmıştır. Ancak bunların hata olduğu kabul edilmiş, farklılıklara baskı bu ülkede uzun süre tutunma imkânı bulamamıştır. Türkiye'yi asıl güçlü yapan çok farklı kesimleri bir arada tutabilme becerisidir. Farklılıkları hiçbir zaman bir zaaf olarak görmedik, her zaman bir zenginlik olarak gördük. Farklılıkların bir arada yaşayabilmesinin şartı birbirine saygı ve tahammüldür. Şiddete dayalı olmak değil. Başkasının özgürlük alanına müdahale etmediği, yaşam tarzını tehdit etmediği sürece herkes özgür olmak durumundadır.


Çoğunluk olmak azınlığı yok saymak anlamına gelmez. Kimseye de bu hakkı vermez. Çoğunluk azınlığa tahakkümde bulunamaz ancak azınlık da ellerindeki medya gücüyle, sermaye gücüyle, uluslararası güçle çoğunluğa tahakküm etmeye teşebbüs edemez. Eğer buna müsaade ederseniz çoğunluğa saygısızlık etmiş olursunuz.

Güçlü bir Türkiye'yi dünya pek istemiyor. Türkiye'nin güçlü olmaması için elinden geleni yapan egemen güçler, emperyal güçler var. 10 yıl içinde gücünü 1'e 3 katlayan bir Türkiye içeride ve dışarıda birilerini rahatsız ediyor. Bunlar malumumuzdur. Bütün bunlara karşı biz, güçlü Türkiye'ye daha mutlu olacağımızı bilmeliyiz. Bizi zayıflatma amacında olanlara karşı elbirliği halinde olmazsak ülkemizin geleceğine yazık olmaz mı? Mayıs ve Haziran ayını düşünün. Türkiye çok ciddi bir sıçramayı yaşarken bu olayların tanımını kimse yapabildi mi? Bu olaylar ne diye başladı? 4 tane ağaç diye başladı. Böyle bir şey var mı? 4 kesilir, 40 dikilir. Kaldı ki bu iktidar bu konuda kimsenin yarışamayacağı bir iktidar. Kimse bu konuda bizimle aşık atamaz."

"Sabırla bu mücadelemizi sürdüreceğiz. Farklılıklarımızı koruyacağız ama 76 milyon olarak ortak noktalarda kader birliği yaparak geleceğe birlikte yürüyeceğiz.

Ben üzülüyorum. Neye üzülüyorum biliyor musunuz? 'Bizim yaşam tarzımıza karışılıyor' diyorlar. Biz kimin yaşam tarzına karıştık? Bakın burada benim İstanbullu kardeşlerim iftar sofrası etrafında bir araya geldi. 10 yıldır kimsenin yaşam tarzına müdahale edilmediği gibi bundan sonra da edilemez. İstanbul Belediye Başkanı olduğumda da bunlar dediler.

'Bunlar gelecek, otobüsler ikiye ayrılacak' dediler. O günlerde de bir kızımız Pendik'te trenden düştü. 'Bak kızı trenden attılar' dediler. Hala birileri farklı şeyleri kaşımanın gayreti içinde. 'Battık bittik' diyorlar. Geçen ay itibariyle havacılıkta artış ne biliyor musunuz? Yüzde 15,5 artış var. Turizm bitti! Hiç de öyle değil. Turizm denince sadece Gezi Parkı aklına gelenler kadar dar düşünüyorsanız o zaman olabilir ama burada  da artış var. Ama bütün sıkıntı nereden geliyor? İçimizden geliyor. Nereyle paslaşarak? Dışarıyla.

Batı asla Türkiye'nin yükselmesini istemiyor. Neden? Türkiye artık gündemi belirlenen bir ülke değil, gündem belirleyen bir ülke oldu. 'Sizin Mısır'da Suriye'de ne işiniz var' diyorlar. O zaman sorarlar, senin 10 binlerce kilometreden gelip Mısır'da Suriye'de ne işin var? Hiçbirimiz bu ülkenin tek başına sahibi değiliz. Hepimiz bir bütün olarak, 76 milyon olarak bu ülkenin sahibiyiz. Aksini söylemek baskıdır, hatta zulümdür.

Evet biz hep birlikte Türkiye'yiz. Önyargılarımızı bir kenara bırakacağız, tarihte yaşanmış  acı olaylardan ders alacağız ama bunların bizi ayırmasına izin vermeyeceğiz. İnanın şu güzel ülkemizde çözemeyeceğimiz, bizi karamsarlığa sevk edecek hiçbir sorunumuzun bulunmuyor. Bu ülkede 36 etnik unsur bin yıllardır bir arada yaşıyor ve ebediyen de yaşayacaklar. Bizim bunu başaracak gücümüz de, irademiz de, gücümüz de mevcut."

"10 yıl önce Bingöl'e havalimanı yapılacak dense kim inanırdı? Göreve geldiğimizde 26 tane havalimanı vardı. Şimdi 49 tane var.  Haftaya Cuma Şırnak Şerafettin Elçi Havalimanı'nı açıyoruz. Bakıyorsun bir siyasi partinin lideri Şerafettin Elçi merhuma verip veriştiriyor. Hadi bakalım şimdi, bunun cevabını ben mi vereceğim vermesi gerekenler mi? Bu insan bu ülkede Bayındırlık Bakanlığı yapmış mı? Yapmış. Birkaç dönem milletvekilliği yapmış mı? Yapmış. Biz de bölgenin insanı olarak bu ismi veriyoruz.

Şimdi Hakkari'ye geliyoruz. Hakkari'nin nereden aklına gelirdi havalimanı. Ama birileri palayla dolaşırken, birileri Molotof kokteyliyle dolaşırken biz gençliğimize modern Türkiye'yi anlatmanın derdindeyiz. 10,5 yıl boyunca bize oy verenlerin değil 76 milyonun sorunlarını çözmeye uğraştık. 'Sular akardı, Türkler bakar'dı biliyorsunuz. Bu akar Türk yapar dedik ve suyu enerjiye dönüştürmenin de mücadelesini yapıyoruz HES'lerle. Termik santrallerde çok geriydik, o alanda da çalışıyoruz. Ne kadar çeşitlendirirsek o kadar iyi diyoruz. Konuşacak çok şeyimiz var ama gelen karttan da anlaşılıyor ki... Yaklaşan bir bayramımız var. Hayır olmasını temenni ediyorum. Hepimiz 2 metreküplük mezara gideceğiz. Adama sorarlar 'bu kavga ne diye'. Hayır dualarla anılmak için mücadele veriyoruz. Hepinize hayırlı Ramazanlar diliyorum."

 

 

Yorumlar

Daha Fazla Haber
BURSA HABERLERİ
Bursa Gemlik'te Başkan deviren mal varlığını açıkladı
BURSA HABERLERİ
BTSO’da Kuzey Makedonya İş Forumu
BURSA HABERLERİ
İnegöl Belediyesi özel sektöre katkı sağlıyor
GENEL
İzmit’te TÜGVA ve Ensar’a aktarılan paralar kesildi
EKONOMİ
Kalkınma yolu için güç birliği sürecek
EKONOMİ
Hava ulaşımında tarihi iş birliği
EKONOMİ
Et-Sever Restaurant ünlülerin katılımıyla açıldı
EKONOMİ
TOBB Emeklileri Derneği Genel Kurulu yapıldı
GENEL
Yeşilay Türkiye'de eş zamanlı pedal çevirecek
SPOR
Kadınlar 1. Ligi'nde Ortahisar şampiyon oldu