“İĞNELERLE AYAKTA DURUYORUM”
Kürtçe konuşan Sefer Taş’ın annesi Senem Taş, iğnelerle ayakta durduğunu belirterek, “Gözümüz yolda bekliyoruz. Bir haber alamıyoruz. Gecemiz gündüzümüz belli değildir. Çocuğum hasta, eşim hasta ve kendim hastayım. İlaçlar ve iğnelerle ayakta kalıyorum. Psikolojim bozuldu. Ne diyeceğimi bilmiyorum. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sesleniyorum. Kış geldi. Ben bir anneyim. Gecenin bir vakti oğlum rüyama geliyor. Kalkıyorum. Oğlum nasıldır, şimdi aç mıdır? Tok mudur? diye geceleri uyuyamıyorum” dedi.
'CUMHURBAŞKANINA YALVARIYORUM OĞLUMU KURTARSINLAR’
Anne Taş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan tek isteğinin oğlunun sapasağlam kurtarılması olduğunu belirterek, “Geçenlerde bazı internet sitelerinde oğluma IŞİD çeteleri tarafından tulum giydirileceği yönünde haberler okudum. Tulumun anlamı nedir? Size soruyorum. Oğlumuzun sağ ya da ölü olduğunu bile bilmiyoruz. Ölüyse cenazesini versinler. Sağ ise bize teslim etsinler. En azından bir haber versinler. Ben oğlumu vatan görevine güle güle uğurladım. Ben nasıl teslim ettiysem öyle isterim. Biz oğlumuzun akıbetini bilmediğimiz için her gün canlı canlı ölüyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Başbakana ve bakanlara sesleniyorum. Gözümüz her gün onlardan gelecek cevabı bekliyor. Yalvarıyorum; tek umudumuz bize evladımızı sapasağlam teslim etmeleridir” diye konuştu.
“GEÇİMİMİZİ OĞLUMUZ SAĞLAYACAKTI”
Anne Taş, maddi durumlarının iyi olmadığını ve tek dayanaklarının askere gönderdikleri evlatları olduğunu ifade ederek, “Durumumuz iyi değildir. Maddi imkanlarımız bile yetersiz. Hepimiz hastayız. Bu saatten sonra ne ben ne de babası çalışamaz. Hepimiz ilaçla ayakta duruyoruz. Tek umudumuz askere giden oğlumuz. Bir an önce askerliğini bitirip, bize sahip çıkmasını bekliyorduk” ifadelerini kullandı.
“ANKARA’YA GİDİP YETKİLİLERLE GÖRÜŞECEĞİM”
Baba Aydın Taş ise, Ankara’ya gidip yetkililerle görüşeceğini belirterek şunları söyledi: “Hükümetin kurulmasını bekliyordum. Hükümet kuruldu. Şimdi Ankara’ya gideceğim. Yetkili yerlere başvuracağım. Oğlumun kurtarılması için devletin bize yardım etmesini bekliyoruz. Oğlum benim evladım değil Türkiye Cumhuriyetinin evladıdır. Ben onu vatan görevini yapmak için gönderdim. Bizim huzurumuz kalmadı. Annesi perişan ben perişanım. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. En azından bize bir bilgi verilmesini istiyoruz. Evladımız kurtulur mu kurtulmaz mı? Öldüyse cenazemizi versinler. Sağ ise bize teslim etsinler. Kısacası devlet evladımız hakkında bize en azından net bir bilgi versinler.”