ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs kararıyla Washington yönetiminin ara buluculuk rolünü kaybettiğini vurgulayan Kudva, "Filistin yönetimi, her görüşe açık olduğu gibi barış süreci için herhangi bir ülkeden gelecek ara buluculuk teklifini de kabul etmeye hazırdır. Buna BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri de dahildir. Ancak ABD'nin tekelinde olan bir barış sürecini kabul etmeyeceğiz." dedi.
Uluslararası topluma barış sürecinin himayesi için yeni bir mekanizma oluşturulması çağrısında bulunan Kudva, "Trump yönetimi, Filistin-İsrail çatışmasına ilişkin siyasi projeler önerisinde bulunacağını söylüyor. Her hâlükârda Filistin tarafının onay vermediği herhangi bir siyasi proje veya öneri ABD ile İsrail'e destekten öteye geçmeyecek." diye konuştu.
ABD'nin yardımları kesme tehdidi
Kudva, ABD'nin müzakerelere dönmemeleri halinde Filistinlilere yaptığı yardımlara son verme tehditlerine ilişkin ise, "ABD'nin yardımları tıpkı aldığımız diğer yardımlar gibi temel bazı ihtiyaçları giderdiği için önemlidir, ancak yıllarca bu yardımları almadan yaşadık ve söz konusu yardımlar olmadan yine yaşayabileceğimize inanıyorum. Herhangi bir Filistinlinin, halkın ulusal temel hakları konusunda taviz verecek şekilde yardımların siyasi duruşlarla bağlantılı olmasını kabul etmesi mümkün değildir." değerlendirmesinde bulundu.
Filistinlilerin artık imkânların el verdiği tüm araçları kullanması gerektiğine işaret eden Kudva, uluslararası kararları harekete geçirmenin yanı sıra Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne başvurarak İsraillilerin, Gazze Şeridi'ne yönelik ve Yahudi yerleşimleriyle ilgili suçlarından ötürü yargılanmasını sağlamanın, ivedilikle atılabilecek adımlar arasında olduğunu ifade etti.