banner101

FİLİSTİN'E DESTEK

Amerika Birleşik Devletleri’nin Büyükelçiliğini Kudüs’e taşımasını, İslam’ın ilk kıblesi, kadim Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma girişimini kabul etmemiz mümkün değildir.

FİLİSTİN'E DESTEK
Bu girişim bizim için yok hükmündedir. ABD bu girişimiyle BM’yi, BM kararlarını ve uluslararası hukuku açıkça hiçe
saydığını göstermiş, bölgedeki ihtilafın çözümünde bir arabulucu değil açıkça bir
taraf olduğunu ilan etmiştir.
Kudüs’ün, gerek Birleşmiş Milletler kararlarıyla, gerekse uluslararası
antlaşmalarla garanti altına alınmış statüsünü değiştirecek her türlü adımdan
şiddetle kaçınılması şarttır.
BM Genel Kurulu’nun ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nın Kudüs konusundaki son
kararları ortadayken, ABD’nin hayata geçirdiği bu sorumsuz ve hukuksuz
girişim, Ortadoğu’da kanı ve gözyaşını artırmaktan, kaosu derinleştirmekten
başka bir amaca hizmet etmeyecektir.
Çok güçlü uluslararası meşruiyeti olan bunca karara rağmen hakları ihlal edilen
Filistinli kardeşlerimizin, onurlu davalarını savunurken İsrail’in eli kanlı katilleri
tarafından şehit edilişini içimiz kan ağlayarak takip ettik.
İsrail’in, şu ana kadar 55 Filistinli kardeşimizin şehadeti ve binlerce masum
kardeşimizin yaralanmasıyla sonuçlanan eylemlerini şiddetle kınıyoruz.
ABD ve İsrail’in, coğrafyamızın gözbebeği ve barışın şehri olan mukaddes
Kudüs’ü kana bulamasını, uluslararası hukuku vahşice çiğnemesini en güçlü
şekilde lanetliyoruz.
İsrail’e, böyle devam etmesi halinde, eninde sonunda akıttığı masum kanlarında
boğulacağını bir kez daha hatırlatıyoruz.
Uluslararası kuralların ve vicdanın bu derece hoyratça çiğnenmesi, hiç kimsenin
kendini güvende hissetmediği bir dünyaya doğru gidildiğinin ifadesidir.
Müslümanların, Hristiyanların ve Musevilerin kendi dini ve tarihi hafızalarını
muhafaza ettiği Kudüs’te, bu dengenin bozulması çok daha büyük sorunları
tetikleme potansiyeline sahiptir.
Bu tehlikenin bilincinde olduğunu düşündüğümüz uluslararası arenayı ve
Birleşmiş Milletleri zaman kaybetmeksizin bir kez daha harekete geçmeye
çağırıyoruz.
Türkiye, bu hukuksuzluğa karşı, dönem başkanı olduğu İslam İşbirliği Teşkilatı ve
Birleşmiş Milletler gibi uluslararası platformlarda ve ikili temaslar vesilesiyle
mücadelesini kararlılıkla sürdürecektir.
Müslümanlar olarak, Kudüs’ün namusunu korumak, tarihin bize yüklediği
mukaddes bir sorumluluktur.
Ümmetin onuru Kudüs’ün, bu tarz oldu-bittilerle işgal girişimine karşı
Selahaddin Eyyubi gibi dimdik duracağız.
Unutulmamalıdır ki bölgenin huzur ve istikrarı, ancak, Kudüs’ün, çok dinli, çok
dilli, çok kültürlü çoğulcu yapısı korunduğu, Kudüs barışa kavuştuğu zaman
sağlanabilir.
ABD’nin içerisine düştüğü bu akıl tutulması ve izansız yaklaşım, ABD’yi dünya
kamuoyunda ve devletler arenasında yalnızlığa mahkûm ederken, işgal ve terör
devleti İsrail’in zulmüne ve işlediği suçlara da ortak etmiştir.
Binlerce Filistinlinin kanlarının dökülmesinden, İsrail kadar ABD’nin de
sorumluluğu vardır.
İsrail’in dünyanın gözü önünde gerçekleştirdiği bu katliama sessiz kalmayacağız.
Kudüs Müslümanların kırmızı çizgisi, insanlığın kadim silueti, bağımsız Filistin
Devleti’nin başkentidir.
Filistin ve Filistinliler asla yalnız değildir.
Türkiye, Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde mazlumun yanında durmaya,
hakkın, adaletin ve vicdanın yılmaz savunucusu olmaya devam edecektir.
Güncelleme Tarihi: 15 Mayıs 2018, 15:42
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner103

banner108

google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0