Siyasetin Sevabı,Günahı!...

Allah’ ü Teala’ya hamd, Hz. Muhammed (s.a.v)’e  selavat ederiz. Genel seçime dört ay var.Meydanlar yavaş yavaş ısınıyor. Ülke  yönetme  işi ateşten bir gömlektir. Tüyü bitmemiş yetiminde hakkı olan kamu idaresi çok hassas bir mevzudur.Adaletin olduğu yönetimde torpil, rüşvet, usulsüzlük, yolsuzluk olamaz. Ülkemizde siyasetin kimyasında dinimizce haram olan birbirinin aleyhinde konuşmak, dedikodu, yalan vaat, lakap takma ve taklit etme konuları vardır. Her inançlı siyasi bu günahlardan uzak olmalı, tövbe etmeli ve sadece şehri ve ülkesi için neler  yapabileceğini anlatmalıdır. Dinimize göre helal olan bir şeye haram demek veya haram olan bir şeye helal demek, dinimizin ayet, hadis, icma ve kıyasla sabit olan bir emrini beğenmemek  veya o emri insanların yapmasını engellemek, müslümanı kafir yapar(tesettür,namaz kılmak gibi ).Bir partiyi veya bir partiliyi yaptığı icraattan dolayı kafirlikle (gavur,mason, papaz ) suçlamak söyleyen kişiyi kafir yapar.Yorulmayan dil çok konuşur ama ahirette Rabbimize her konuştuğumuzun,her yaptığımızın hesabını mutlaka vereceğiz. Kuran-ı Kerim’ de geçen ayette” en üstününüz ancak muttakilerdir(takva sahipleridir) “ buyuruluyor.Yani ırk, renk, soy , makam insana üstünlük getirmez. İnsanı üstün yapan Allah’ın emirlerini ve Resulu'nun sünnetini en iyi şekilde yani sırf Allah rızası için yaşamaktır. Siyaset yapan kardeşlerimizin en çok dikkat etmesi gereken konuların başında israf konusu gelmektedir. Makam ve mevkiler için milyarlar  vız geliyor, ama sonsuz ahiretimizi ilgilendiren fakirlere yardımcı olma, cami ve Kuran kurslarına yardıma sıra geldiğinde elimiz varmıyor, kırk tane bahane çıkıyor ortaya.. Sonsuz ahiretin tarlası olan bu imtihan dünyası kime kaldı, hayır hasenat ve sevaplar haricinde.Ben miting, reklam, afiş yapmayın demiyorum ama bu üç günlük dünya için yaptığınızın on katını bin katını Allah rızası için yapın diyorum. Mülk süresi 2. ayette” Hanginiz daha güzel işler yapacaksınız diye sizi imtihan etmek için ölümü de hayatı da O yarattı’ buyuruyor Rabbimiz.Zaten herkes islama göre yaşasa otursa, kalksa,giyinse, konuşsa, yönetse, düşense …. zaten memlekette hiçbir sorun olmaz. Atalarımız Osmanlı 600 yıl 3 kıtaya bu şekilde hükmetti. Bugün ise kırılanlar olacak ama okullarımızda öğretmenlerimiz,camide imamlarımız ihtiyaçlarını gidermek için inanın insanlara yalvarmak zorunda kalıyor.Toplumun  en üstün vasıflı insanları olan bu kişiler, bu muamelemize layık mı?Kamuda nice nice israflar,özellikle belediyelerde gereğinden çok personel istihdamı,anlamsız yap bozlar.. israf.. israf… Yazık değil mi?

En önemli ayrıntı ise partimiz, cemaatimiz, hemşerimiz yanlış yapıyorsa sempatizanı olduğumuzdan dolayı yanlışına doğru dememeliyiz. Doğru bir tanedir doğrudan yana olmalıyız. Bu vatan bizim bazen birimiz yönetecek, bazen de öbürümüz.Diğer önemli bir  konu ise yardımlar konusudur. Beş kat üç kat  binası olanlara değil evine ekmek götüremeyen, su ve elektrik faturalarını ödeyemeyenlere yardım  yapılmalıdır. Son olarak partimiz için siyasi çıkarlarımız için koştururken efendimizin hadisinde ki” iman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız” emrine dikkat edelim,ayrışmıyalım,horlamayalım,seçim bir esnaf rekabeti gibi kardeşlerin yarışı gibi olsun inşallah.
YORUM EKLE
google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0