Neden bazı insanlar hayatımıza tutunamazlar?

 Neden bazı insanlar hayatımıza tutunamazlar? Diğerleri gibi tüm bir ömür boyu yanımızda, dost meclisimizde yer alamazlar? Neden hayatlarından teğet geçeriz? 

Aileyi seçme şansımız yoktur; leylek hangi bacadan bırakırsa o ev yuvamız, o evde yaşayanlar canımız ciğerimiz olur. Ne yaparsak yapalım, ne yaparsa yapsınlar biliriz ki vazgeçilmeyiz ve vazgeçmeyiz. Aile fertleri ölene kadar hatta öldükten sonra da hep bizimledir. Et tırnaktan ayrılmaz durumu… 

'' Özel insan '' grubumuz ise bizim seçtiğimiz, yanlarında mutluluk ve huzur duyduğumuz, saatlerce senelerce konuşmaktan bıkmadığımız, vakit geçirmekten keyif aldığımız, konuşmadan birbirimizi anladığımız, bir bakıştan ne düşündüğümüzü bilen yada ne düşündüğünü bildiğimiz, sadakatleri zaman tarafından sınanmış, her ihtiyaç duyulduğunda omuz omuza olunan gruptur. 

Bazı insanlar '' Tanıdık '' diye adlandırdığımız gruptadır. Bu insanlar ne arkadaşımız, ne dostumuz, ne sevgilimiz ne de bizi sinirlendiren insanlardır. Yani hiçbir duyguyu paylaşmadığımız grubun dahilindedirler. Onlarla sadece tanışıklığımız vardır. 

Diğer bir grubun üyeleri ise '' Özel insan grubuna dahil olabilir mi acaba '' diye düşündüğümüz kişilerdir. Bu insanlar tesadüf eseri veya kader öyle istediğinden veyahut da kaza sonucu yolunu şaşırıp sizin kulvarınıza girenlerdir. Aynı kulvarda yüzmeyi başarırsanız o da özel insanlar hanenize +1 olarak eklenir. Fakat aynı kulvarda yüzerken onun yüzme stili bir zaman sonra size kramplar girmesine sebep oluyorsa sonun başlangıcındasınız demektir. Tek çözüm kulvarları ayırmaktır. 

Birilerinin hayatına misafir olurken birilerine de arkadaş, dost, sevgili vs. adı altında '' Hayatıma hoş geldin '' deriz. Hoş geldin demek kolaydır da '' Güle güle '' demek zordur. Hoşgörü ve tolerans girdabında bir zaman birlikte döner dururuz. Bu arada da çeşitli bahaneler bize yardımcı olur. 

-- Böyle dedi ama yok canım, ben biliyorum aslında öyle demek istemedi… 
-- Bunu yaptı ama istemeden yaptı… 
-- Hayatta inanmam, hem yalan söylemesi için bir sebep yok ki… 

Derken bu tanrı kulunu kendinize ve çevrenize karşı savunur durumda bulursunuz kendinizi sık sık… Yaptığınız fedakarlıklar artık göreviniz haline gelmiştir. Alıcı ayarı bozulmuş, hep bana hep bana diyen bu arızalı insanlara bir an gelir tahammül edemezsiniz. 75 sene ömrünüz varsa bu sözde arkadaş, sözde sevgili, sözde dost sayesinde 35 senede bu dünyadan göçeceğinizi birden fark edersiniz. Bu tipler ömür törpüsüdür. Halbuki sizin törpüye ihtiyacınız yoktur. Kavga etmediğiniz, bağırmadığınız için nazik uyarılarınızın ciddi olduğunu bir an bile düşünmez; düşünemez. Çünkü beyni kuyruk sokumunu mesken tuttuğundan esas işlevini yitirmiştir. Şekeri alınmış çocuk misali mızıldanır. Hep sizi suçlar çünkü bu en kolay ve tek bildiği yoldur. Uzun süredir verilen şansları görmez, görmezden gelir. 
Neden? İşine öyle gelir de ondan. Kendisi ile öyle meşguldür ki '' Saygınızın sonsuz, sabrınızın sınırlı '' olduğunu fark etmediğinden kredisini çoktan tükettiğini de anlamaz. 
YORUM EKLE
google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0