Kalbe El…Alem.

“Süleyman der biz bu sırrı biliriz
Ol  işi tutanı biz de severiz
Sanma senin ellerini çözeriz
Elin bağlı bin yıl dahi gez indi

Dev de der ki âhirinde n'olacak
Bu dert bize kıyamete kalacak
Süleyman der Muhammed var gelecek
Âhir zaman yakın derler sezildi…”
Kul Himmet

Hiç merak ettiniz mi, insanlar neden cenazelerde ellerini bağlarlar?
Ya da en çaresiz anlarında, hakimin karşısında, celladının uzattığı ipin karşısında, çocukken tahtada, fabrikada işveren karşısında…
Hemen beden dili uzmanı kesilmeyin, New York koçlarının, yok savunma mekanizmasıymış yok kapalılıkmış hikayelerini anlatmaya kalkmayın.
Türk insanına göre yorumlayıp öyle anlatın…
***  
Masumiyetimizi mi gösteririz,
O halde kaçımız duada okunanlara sadık kaldık,
Acziyetimizi mi ispat ederiz,
Daha sabah yolda kaç kişiyle kapıştık, yan baktık…
Doğru muyuz peki,
Buraya gelirken kaç tüccarı kandırdık, sattık, işçiyi kelekledik düşünsenize…
***
Yok arkadaş başka bir şey bu el bağlama…
İmama sorarsan namazda kıyam, marabaya sorsan ağaya, işçiye sorsan patrona, sanığa sorsan hakime, vatandaşa sorsan tapucuya, esnafa sorsan vergiciye, müride sorsan mürşide, siyasetçiye sorarsan liderine hürmet…
Valiye sorarsan, Atatürk heykeline saygıdır zinhar…
***
Aslında hiçbiridir bağladığımız ellerimiz,
Masumiyet adına ufka saldığımız yalanlarımızdır …
Kıyamda eller bağlıyken, hiç düşündünüz mü en azgın günahlarınızı, belki imamı ya da ne bileyim yan saftaki hacı emmiyi kandırdın ya yaradan… Yalancısınız.
Tapucunun, vergicinin, hakimin karşısında ellerin bağlıyken neler düşündüğünü sakladın, belki kandırdın ya yaradan… Yalancısınız.
O eller parti liderinin karşısında saygıdan mı bağlandı… değil…
Nemalanmaktan, kemiklenmekten. Haydi liderini kandırdın ya yaradan… Yalancısınız.
***
Samimiyetsiz yalancılardan bu toprak, bu insanlar çok çektiler.
Kimi zaman yığınlar, sahte ızdıraplar ile ellerini bağladılar, birlikte ölüme gittiler…
Siyasetçisi yalan el bağlama ile en edepsizini memlekete bela etti Timur’u aratırcasına,
İmam dersen cahil cühelanın el bağlamasına kanıp gerçek islam’ı anlatmaktan iktifa etti,
Vergicisi, tapucusu bağlanan eller yüzünden rahatça cepleri görebildiler fakirin yamalı pantolonunda, hakim hükmünü salladı, Cellat son sözü bile sormadı…

***  
Gelin bir söz verin kendinize,
Herkesin sizin karşınızda saf olup elini bağlayacağı gün gelmeden, ellerinizi kalbinize ve vicdanınıza bağlayın.
Eğer gerçekten samimiyetinize güveniyorsanız o zaman bağlayın ellerinizi…
Ne yalancı olun, ne yalaka, ne yandaş, ne münafık… 
Önce ellerinize, ruhunuza “el” olmamasını öğretin.
Kendiniz için değil,
Ellerin bağlanacağı o gün için…
YORUM EKLE
google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0