banner101

İşletmelerde İş Sağlığı Ve Güvenliği Çalışmaları Gözlemleri

 Uzun bir süre özel sektörde çalışmış bir mühendis ve on yıldır da iş güvenliği uzmanı 

olarak sahada hizmet veren biri olarak, iş sağlığı ve güvenliği çalışmalarındaki gözlemlerimi 

paylaşmak istiyorum.

İş sağlığı ve güvenliği çalışmalarına başladığım ilk zamanlar, konu hakkında iş 

adamlarına ve yöneticilere bu konuda bilgilerimi aktarmak için çok büyük uğraşlar verdim. 

Randevu almanın neredeyse imkânsız olduğunu anladım. Çünkü onların bilmediği ve de 

ilgilenmeye değmeyen bir konuyu anlatmak için onların zamanını talep ediyordum. Onlar 

zamanlarını üretime ayırmışlar, programlarını ona göre yapmışlardı. Zar zor isteksiz alınan ve 

zamanın çok sınırlı olduğu randevularda ise, meramını bir an önce anlat ve git psikolojisi ile 

muamele gördüm. Bana, bu da nereden çıktı, işimiz gücümüzün arasında bir de bununla 

mı uğraşacağız, İşvereni düşünen yok. Maliyetlere bir de bu kalem mi eklenecek vb. 

sorularla cevap ve tavırlarını koyuyorlardı. 

Zaman ilerledikçe, yaşanan kazalar ve devletin ısrarlı tavrı ile durumlar değişmeye 

başladı. Köprülerin altından hayli sular aktı. 2012 yılında çıkarılan 6331 sayılı iş sağlığı ve 

güvenliği kanunu ile konu yeniden ele alındı. Bu süreçte iş müfettişleri kadrolarını takviye 

ettiler. Bu kanunla, idari para cezaları ciddi bir şekilde arttırılarak caydırıcı bir düzeye çekildi. 

İşletmelerin denetimleri ciddi bir düzeyde başladı ve de geri dönüşümlü kontroller yapılmaya 

devam etmektedir.

Bu konuda toplumsal bilinç ve algı çalışmaları medyanın da desteği ile gelişmekte. Bir 

zamanlar bana randevu vermeyen işyerleri, iş kazaları ya da denetim sonraları bilgi talep etmek 

ve yardımcı olmam için çağrılar yapmaktalar.

Bu arada işletmelere bu hizmeti sunabilmeleri için iş güvenliği uzmanlar ve işyeri 

hekimleri yetiştirilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılarak hizmet alt yapısı kurulması 

çalışmaları yapıldı. Buraya kadar işin olumlu taraflarını anlattım.

Bu konuda bazı yanlış uygulamaları da anlatacağım. Bazı iş yerleri, bu işe, on sene 

önceki yaklaşımlarını sürdürmektedirler. Bu işi zaman kaybı, gereksiz çalışmalar, üretimi 

aksatan faaliyetler ve de gereksiz masraflar olarak kabul etmekteler. Madem kanun ağır 

cezalar getirdi, öyleyse mevzuattı kurtaralım, maliyeti en aza çekelim mantığı ile hareket 

etmekteler. 

Bu arada, bu işi istihdam fırsatı olarak görenler iş güvenliği uzmanı olarak piyasada iş 

talep etmekteler. İş tecrübesi, sanayii tecrübesi olmayan okullarını yeni bitirmiş uzmanlar, haklı 

olarak bu işe bir yerden başlamak istemektedirler. Bu konuda yetişeceklerdir. Ama zamana ve 

de tecrübeli bir uzmanın rehberliğine ihtiyaçları vardır. Yukarıda bahsettiğim düşünce tarzına 

sahip işyerleri bu yeni işe atılacak uzmanların durumundan yararlanma yolunu seçmektedirler. 

Onları düşük maaşla işe almaktalar, onların tecrübe eksikliğini istismar ederek çalışmalarını 

kendi istekleri doğrultusunda yönlendirmektedirler. 

Bu durum, iş sağlığı ve güvenliği çalışmalarını etkisizleştirmeye götürmektedir. Bu 

konuda genç uzmanların bir suçu yoktur. Ortam, arz talep dengeleri buna sebep olmaktadır. 

Ayrıca bu sistem yasalaşırken eksiklikler oluşmaktadır. Bakanlığın bu konuda yeni 

uygulamalarla bu gibi olumsuzlukların önüne geçeceğine inanıyorum.

Bu bir süreçtir. Zamanla bu kültür oluşacak ve sistem oturacaktır.
YORUM EKLE

banner103

banner108

google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0