Kanunda, işin durdurulmasının kolluk kuvvetleri yolu ile yapılacağı kararlaştırılmış durumda. Yine işin durdurulması ile ilgili olarak yeni bir açıklık getirilmiştir. Buna göre;
Çok tehlikeli sınıfta yer alan ve ihale ile alınan işlerde; teknolojik gelişme, iş gücü kapasitesinin arttırılması, üretim metotlarında yenilik gibi bir kısım unsurlar sağlanmadan, üretim veya imalat planlarına, iş programlarına aykırı hareket edilerek üretim zorlaması nedeniyle hayati tehlike oluşturacak şekilde çalışma biçimleri, işin durdurulma sebebi sayılacak denilmektedir. Bu konu maden ocaklarındaki kazalardan sonra ele alınmıştır. Tanımlanan işyeri de madenleri işaret etmektedir. Devletten ihale ile alınan çok tehlikeli işyerleri de maden ocaklarıdır. Madenlerde meydana gelen iş kazalarının ana sebepleri de kanunda belirtilen hallerden olmuştur. Alınan karar yerinde bir karar olmuştur. Bu aşamadan sonra ciddi bir denetim mekanizmasının çalıştırılması ve yaptırımların caydırıcı olarak uygulanması olmalıdır.
Bu kanunda, madende çalışma saatleri haftalık olarak 37,5 saate düşürülmüştür. 37,5 saatten fazla çalışmalarda işçiye her saat için normal saat ücretinin en az %100’ü kadar fazla olacaktır denilmektedir.
Türkiye’de, tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan yaklaşık 500.000 işyerinde, işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarından hizmet alımı yapılmadığını Sayın Bakan her fırsatta medya önünde dile getirmektedir. Bu kanun tasarısında;
“Tehlikeli ve çok tehlikeli işyerlerinde, üç ay içerisinde işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı görevlendirenlerden geçmişe dönük cezalar uygulanmaz.” metni vardı. Alınan bilgilere göre bu metin meclisten geçmemiştir. Bu durumda bulunan işverenler için ciddi bir idari para cezası gelecek demektir. Bizden duyurması. Kanunu tınlamayan, yok sayanların bir bedel ödemesi gerekir. Böylece kanuna uyanların da, isabetli bir davranış gösterdiği kamuoyuna yansıtılmış olacaktır. Eğer metin meclisten geçmiş olsa idi, şimdiye kadar bu konuda kanuna uyup gereğini yapanlar, kendilerini olumsuz ve farklı duygular içinde hissedeceklerdi. Bu metnin meclisten geçmemesi isabetli olmuş.
Bu kanun tasarısında sertifika yükseltmiş iş güvenliği uzmanlarını sertifikaları için de kazanılmış hak uygulaması öngörülmüştü. Bu konuda müjdeli haber bekleyen uzmanların gözleri aydın. Bu teklif meclisin onayından geçmiştir. Hayırlı olsun. Bu konuda daha önceki yazılarımda çekincelerimi detaylı olarak anlatmıştım. O yazımı okuyup ta yanlış algılayan ve de sitemkâr olan uzman arkadaşların şahısları ile en ufak eleştirim olmamıştı. Yine de olmaz. Onlara deneyimli bir ağabeyleri olarak tavsiyem, kendilerini bir an önce sertifikalarını hakkını verecek seviyeye taşımalarıdır. Çünkü yapılacak bir yanlış ya da eksik uygulamanın bedelini ağır ödemek zorunda kalacaklardır. İnşallah donanımlı, işinde dik duruşlu çalışmaları ile hem kendilerine hem hizmet verdikleri işyerlerine hem de ülkeye yararlı çalışmalara imza atacaklardır. Bu kanun değişikliğinin ülkemize hayırlar getirmesini dilerim.