Kılıçdaroğlu: Sanatçılar bizi bazen eleştiriyor, o eleştirilere de saygı duyacağız

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Sanatçılar için ne söylersek azdır çünkü onlar arada bir bizi vuracaklar ve bizi eleştireceklerdir. Eleştirirken de hakkını teslim ederek bazen eleştiriyorlar. Biz bütün o eleştirilere de saygı duyacağız." dedi.

Kılıçdaroğlu: Sanatçılar bizi bazen eleştiriyor, o eleştirilere de saygı duyacağız
banner98

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Sanatçılar için ne söylersek azdır çünkü onlar arada bir bizi vuracaklar ve bizi eleştireceklerdir. Eleştirirken de hakkını teslim ederek bazen eleştiriyorlar. Biz bütün o eleştirilere de saygı duyacağız. İstanbul'u aydınlatmak istiyoruz, aydınlatacak olanlar sizlersiniz. İstanbul'u bir dünya markası haline getirecek olanlar da sizlersiniz." dedi.

Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu'nun Taksim'de gerçekleştirdiği sanatçı buluşmasına katılarak, İstanbul'un kültür ve sanat kenti olarak, çok büyük bir öneme sahip olduğunu söyledi.

İstanbul ziyaretlerinden izlenimlerini paylaşan Kılıçdaroğlu, "İstanbul'un değişik bölgelerini geziyoruz. İstanbul'da en iyi sizler, sanat dünyası bilir. Sizlerle beraber olmanın onurunu ve gururunu taşımak ayrı bir olaydır. Çünkü sanatçı, eleştirel kültürle beslenir, güce bağlılık göstermez, tam tersine zayıftan, güçsüz ve hakkını arayandan yana bir şekilde kendisini orada konumlandırıp, mücadelesini o çevrede yapar. Aynı zamanda sanatçı, baskıya direnir, rüzgara karşı yürüyen kişidir, dolayısıyla sanatçının böyle bir kimliği vardır." tanımlamasını yaptı.

Zaman zaman sanat dünyasını izlemeye çalıştıklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, bu anlamda kendisine yöneltilen eleştirileri dikkatle okuduğunu belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Çünkü bize yönelik her eleştirinin, samimi olarak yapıldığına inanırım. Varsa bir eksikliğimiz, o eksikliği de gidermeye çalışırız. Gerek parti olarak, sanata bakış açımız, gerek belediye başkanlarımızın kültür dünyasına bakış açıları, olabildiğince iyi olmaya çalışıyoruz yani daha iyi daha güzel bir şeyler yapmaya, bunları hayata geçirmeye çalışıyoruz. İnsanları kültür ve sanatla buluşturmak gibi bir rolümüz var, belediye başkanlarının da böyle bir rolü var. Ekrem İmamoğlu'nun da böyle bir kararı var zaten. Beylikdüzü'nde çok güzel şeyler yaptı, belki sanat dünyamız bunu daha yakından da izliyordur."

İstanbul'un, kültür-sanat ve tarih kenti olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "İstanbul, bir sanat kenti olmalıdır. Ekrem İmamoğlu'nun, bunu yapacağına ben kesinlikle inanıyorum çünkü Ekrem Bey'in böyle bir düşü var ve bu düşünü hayata geçirecek." değerlendirmesinde bulundu.

"İstanbul'u bir dünya markası haline getirecek olanlar da sizlersiniz"

Kılıçdaroğlu, lise yıllarında Alexandre Dumas'ın kaleme aldığı "Üç Silahşörler" isimli kitabı okuduğunu belirterek, "Sanat insanlarının ayrı bir gücü vardır. Sanatçının, kendisini güçlü sanan insanlardan, çok daha büyük bir gücü vardır." ifadelerini kullandı.

Sanatın ve sanatçının önemini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Sanatın ve sanatçının gücü aslında düşündüğümüzden çok daha fazladır belki Türkiye'de, bu gücü en çok hissetmeyenler politikacılardır. Kısır düşünen, dünyayı görmeyen ve okumayan, sanatın ve sanatçının ne olduğunu, kolay yetişmediğini, dünyaya nasıl baktığını, nasıl eleştirel baktığını anlamayan kısır siyasetçilerden kaynaklanıyor biraz, sanatçının değerini bilmemek. Oysa sanat, yedi alanda da gerçekten dünyaya meydan okuyabilecek bir güce sahiptir. Sanatçıların bir başka özelliği daha vardı tabii o da sanatçılar, ulusal olduğu kadar da evrenseldir, yani dilleri evrenseldir."

Sanatçıların, yaptığı eserlerle bütün dünyada kendini ifade edebileceğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Çok güzel şeyler yapıyor, hayata geçiriyorsunuz. Sinema filmlerini eleştirenler de sinemayı sevmeye başladılar. Dolayısıyla sanat, ayrı bir dünya ve ayrı bir keyiftir. Oraya baktığınız zaman aslında sanatçılar için ne söylersek azdır çünkü onlar arada bir bizi vuracaklardır, bizi eleştireceklerdir. Dediğim gibi eleştirirken de hakkını teslim ederek bazen eleştiriyorlar. Dolayısıyla biz bütün o eleştirilere de saygı duyacağız. İstanbul'u aydınlatmak istiyoruz, aydınlatacak olanlar sizlersiniz. İstanbul'u bir dünya markası haline getirecek olanlar da sizlersiniz. Gökdelenler bir kenti marka yapmıyor maalesef, bir kenti, kent yapan tarihiyle, kültürüyle, doğasıyla, sanatıyladır. Hep imrenirim, Paris'e gidersiniz, belli meydanlar vardır ressamlar orada resim yaparlar. Neden İstanbul böyle bir yer değil? Neden İstanbul'da böyle bir yer yok? Neden İstanbul'da sanatçılara, ressamlara böyle bir yer, alan açılmıyor diye hep merak ediyorum. İnşallah, bunların tamamını ama tamamını gerçekleştirme kararlılığında Sayın Ekrem İmamoğlu, öyle mi Sayın İmamoğlu? Öyle, gerçekleştirecek. O da gerçekten Beylikdüzü'nde sanata, sanatçıya, eğitime ve kültüre verdiği önemi yaptıklarıyla kanıtladı. Şimdi onu İstanbul genelinde hayata geçirecek."

"Vatandaşın oyunu çantada keklik görüyorlar"

Kılıçdaroğlu, Gaziosmanpaşa'nın, yaşam ve gelir standardı olarak İstanbul'un diğer ilçelerine göre pozitif ayrımcılığı hak eden bir ilçe olduğunu dile getirdi.

Büyük depremin üzerinden 20 yılın geçtiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Aradan geçmiş 20 yıl. 20 yılda ne yapıldı? Hangi kentsel dönüşüm yapıldı? Gaziosmanpaşa'nın yüzde 40'ı riskli alan diye Bakanlar Kurulu kararı var. Yüzde 40'ı riskli alansa buradaki insanları siz ölüme mi mahkum edeceksiniz? Niye tedbir almadınız? Kim engel oldu da siz tedbir almadınız? Yoksa buradaki insanları ranta mı teslim etmek istiyorsunuz? Başka bir yere mi sürmek istiyorsunuz Gaziosmanpaşa'da yaşayan vatandaşları?" dedi.

Gaziosmanpaşa'nın, AK Parti'nin oylarının en yüksek olduğu ama en çok ihmal edilen ilçelerden biri olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Gaziosmanpaşa, oylar çantada keklik anlayışıyla hizmet götürülmeyen ilçelerden biri." dedi.

Fikirtepe'deki kentsel dönüşüm çalışmalarına da değinen Kılıçdaroğlu, "Ortada ne müteahhit var ne daire var. Sorumlu kim? O insanlar o gecekonduları yaparken hangi umutlarla yapmışlardı. Hangi umutlarla onların o gecekonduları yıkıldı? Kentsel dönüşüm sıradan bir olay değildir. İnsanı baz alırsanız kentsel dönüşümün bir anlamı vardır. İnsanı mutsuz ederek kentsel dönüşüm yapamazsınız." dedi.

Gaziosmanpaşalıların sandığa giderken iki kez düşünmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"En büyük oyu, en büyük desteği siz verdiniz. 17 yıldır memleketi yönetiyorlar. İstedikleri kanunu çıkardılar mı? Çıkardılar. İstedikleri müsteşarı, kaymakamı, valiyi tayin etiler mi? Ettiler. Niye sizin sorununuzu çözmediler? Siz engel mi oldunuz? Hayır. Daha fazla oy verdiniz sorunlarımız çözülecek diye. Çözmediler, çözmüyorlar. Niçin? vatandaşın oyunu çantada keklik görüyorlar. 'Gideriz bir iki tane din, iman edebiyatı yaparız, oylarını alırız.'. Ama şimdi öyle değil, öyle olmamak zorunda.Sizin haklarınıza sahip çıkmıyorlarsa, siz de demokrasinin gereği olarak sandıkta diyeceksiniz ki; 'Bir dakika kardeşim. Her tarafta güzellikler oluyor da niye Gaziosmanpaşa'da olmuyor?' Gaziosmanpaşa'da yaşayan vatandaşlar üçüncü sınıf vatandaş mı?"

"İşsizlik var" söylemlerine değinen Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Damat konuşuyor, '2,5 milyon kişiye istihdam yaratacağız.' 17 yıldır bu memleketi Fransızlar mı yönetiyordu? Niye 2,5 milyon kişiye istihdam için seçim sonrasını bekliyorsunuz? Niye daha önce yapmadınız? Siz 2,5 milyon kişiye istihdam yarattınız da bir Allah'ın kulu elinizden mi tuttu 'aman yaratmayın' diye? Bir evde işsizlik varsa o evde huzur ve barış yoktur. Bir kişi kendisini saraya kapatmışsa asla bilemez. Bir kişi 3 bin kişilik koruma ordusuyla geziyorsa asla bilemez. Sorun bakalım damat beye açlık nedir bilir mi? Yoksulluk nedir bilir mi? Fakirlik nedir bilir mi? Yatağa aç girmek nedir bilir mi? Hiçbirini bilemezler. Fakirin fukaranın halinden anlayamazlar. Artık edebiyata karnınızın doyması lazım. Bu gerçeklerle yüzleşmeniz lazım. Elinizi vicdanınıza koyacaksınız ve sandığa öyle gideceksiniz."

"110 bin makam aracı, yazık günah"

Kılıçdaroğlu, israfın haram olduğunu belirterek, "Almanya'yı düşünün bizden daha zengin. Kaç makam aracı var? 9 bin. Türkiye'de kaç makam aracı var? 110 bin. Niye bu kadar şatafat var? 110 bin makam aracı, yazık günah. Parasını bu memleketin fakir fukarası ödüyor." dedi.

AK Parti'ye oy veren seçmenlere seslenen Kılıçdaroğlu, "İstediği kanunu, kararnameyi, genelgeyi çıkardı. İstediği valiyi atadı, istediğini müsteşar yaptı. 17 yıl içinde fabrikaları sattı, dünyanın vergisini topladı. Sadece ama sadece Londra'daki bir avuç tefeciye 149 milyar dolar faiz ödedi. 17 yılın sonunda bu milleti getirdi soğan kuyruğuna mahkum etti. AK Partili kardeşlerime sesleniyorum, elinizi vicdanınıza koyun ve düşünün. Sizin yaptığınız fedakarlığın karşılığını size ödediler mi?" diye konuştu.

"82 milyonla huzur içinde yaşamak istiyoruz"

Sümerbank, Etibank, şeker fabrikalarının satıldığını anlatan Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Şimdi silah fabrikasını, tank palet fabrikasını Katar ordusuna sattılar. Ülkücü kardeşlerime sesleniyorum; dünyanın hangi ülkesinde bir devlet, kendi silah fabrikasını bir başka devletin ordusuna satmıştır. Rahmetli Ecevit'e de 'milliyetçi' değildir diye söylüyorlardı. Rahmetli Ecevit diyordu ki; 'Biz milliyetçiliği duvarlara değil, biz milliyetçiliği Kıbrıs'ın Beşparmak Dağları'na yazdık, biz milliyetçiliği Akdeniz'in dalgalarına yazdık, biz milliyetçiliği afyon tarlalarına yazdık.' diyor. Direniyordu. 'Afyon ekmeyeceksin' diyorlardı, 'Ekeceğim, benim köylümün hakkını kimse gasp edemez' diyordu. Şimdi silah fabrikaları satılıyor. O nedenle bizim milliyetçiliğimizi kimse tartışamaz. Bizim milliyetçiliğimiz vatanseverliktir, beraber olmaktır, birlikte mücadele etmektir. Bizim düşündüğümüz Türkiye güzel, huzurlu, beraber yaşadığımız bir Türkiye'dir. Etnik kimlik ve inançlar üzerinden siyasetin yapılmadığı bir Türkiye'dir."

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER
google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0