’’hipofiz Tümörünüz Ailenizden Kalıtsal Olabilir’’

Prof. Dr. Mehtap Çakır, yapılan araştırmaların hipofiz tümörü olan hastaların yaklaşık yüzde 5’inin hastalığı ailelerinden kalıtsal olarak aldığının gösterildiğini bildirdi.AİLE ÖYKÜSÜ ÖNEMLİEndokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları...

’’hipofiz Tümörünüz Ailenizden Kalıtsal Olabilir’’
banner98
Prof. Dr. Mehtap Çakır, yapılan araştırmaların hipofiz tümörü olan hastaların yaklaşık yüzde 5’inin hastalığı ailelerinden kalıtsal olarak aldığının gösterildiğini bildirdi.
AİLE ÖYKÜSÜ ÖNEMLİ
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Profesörü Mehtap Çakır, hipofiz bezi tümörlerine “kalıtsal faktör”lerin de yol açtığının kanıtlandığını bildirdi. Prof. Dr. Çakır, “Bu nedenle hipofiz tümörü olan hastalarda aile öyküsü mutlaka sorulmalıdır. Eğer ailede hipofiz tümörü varsa genetik analiz yapılabilir. Böylece hastanın kardeşleri ve çocukları takibe alınarak hastalık erken dönemde yakalanabilir” dedi.
Hipofiz tümörlerinin oluşum mekanizmaları üzerine yurt dışında çalışmaları bulunan ve Uluslararası FİPA (ailevi izole hipofiz adenomu hastalığı) Konsorsiyumu’nun Türkiye’deki üç üyesinden biri olan İzmir Kent Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mehtap Çakır, ailevi hipofiz tümörü düşünülerek genetik analiz yapılan, dünyanın pek çok ülkesinden hastayı içeren çalışmanın sonuçlarını paylaştı. Çakır, sonuçlardan önce hipofiz bezi hastalıkları hakkında bilgi verdi. Hipofiz bezinin beynin alt kısmında, burnun arka kısmına denk gelen bölgede yerleşmiş küçük bir endokrin (hormon salgılayan) bez olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Çakır, “Bu bez vücutta boy uzaması, büyüme, cinsel fonksiyonlar, emzirme sırasında süt gelmesi, stres durumları, metabolizma gibi pek çok durumu kontrol eden hormonları salgılar. Hipofiz bezi bu hormonların bir kısmı ile tiroid ve böbrek üstü bezlerini de yönetir” diye konuştu.
Hipofiz bezi tümörlerinin bazen fonksiyon göstermeyen sessiz kitleler olduğunu bazen bir ya da daha çok hormonun aşırı salgılanması şeklinde olabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Çakır şunları söyledi:
“Hipofiz bezi vücuttaki endokrin organları yöneten temel bezdir. Hipofiz bezinin tümörlerinde ise hipofiz hormonlarının bir veya birkaçının fazla salgılandığını görüyoruz. Bu tümörler kafa içi tümörlerinin yaklaşık yüzde 15’ini oluştururlar. Bir santimden küçük olan tümörler ise otopsi serilerinde yüzde 1.5 ile yüzde 27 arası sıklıkta rapor edilmiştir. Hipofiz bezi tümörleri genellikle yavaş büyüyen ve iyi huylu tümörlerdir. Bu tümörlere bağlı meydana gelebilecek problemlerden biri, tümörün büyüyerek hipofiz bezinin üst kısmında yerleşen göz sinirine baskı yapması ve buna bağlı gelişen baş ağrısı ve görme defektleridir. Bazen tümör normal hipofiz dokusuna bası yaparak, bazı hormonların yetersiz salgılanmasına sebep olabilir. Bunun yanında eğer herhangi bir hormon fazla salgılanıyorsa hastanın buna bağlı bulguları da ortaya çıkacaktır. Örneğin prolaktin hormonu salgılayan tümörlerde kadınlarda adet görememe, göğüslerden süt gelmesi, erkeklerde cinsel işlev bozukluğu olabilir. Büyüme hormonu salgılayan tümörlerde ellerde, ayaklarda büyüme, kulaklarda ve burunda belirginleşme, seste kalınlaşma, horlama gibi bulgular ortaya çıkabilir. Yine bu hastalarda hormon fazlalığının metabolik yan etkileri olarak şeker hastalığı ve yüksek tansiyon gelişebilir. Hipofiz bezi tümörleri sadece büyüklük ile değil hormon salgılama özellikleri açısından da takip edilmelidir.”
AİLESEL FAKTÖR ORTAYA ÇIKARILDI
Prof. Dr. Mehtap Çakır, ailevi hipofiz tümörü düşünülerek genetik analiz yapılan, dünyanın pek çok ülkesinden hastayı içeren çalışma sonucunu açıklarken, şu değerlendirme ve uyarıları yaptı:
“Hipofiz bezi tümörü olan hastaların bir kısmında ailede de hipofiz tümörü görülmektedir. Yapılan araştırmalar hipofiz tümörü olan hastaların yaklaşık yüzde 5’inin hastalığı ailelerinden kalıtsal olarak aldığını gösterdi. Bu hastaların bir kısmı ise ‘FİPA’ (ailevi izole hipofiz adenomu) hastalarıdır. Bu nedenle hipofiz tümörü olan hastalarda aile öyküsü mutlaka sorulmalıdır. Eğer ailede hipofiz tümörü varsa genetik analiz yapılabilir. ailede de hipofiz tümörü olması durumunda, belli kriterleri taşıyan hastalara yurt dışında genetik çalışma yapılması konusunda gerekli bağlantıyı kuruyoruz. Aynı durum böbreküstü bezi tümörleri için de geçerlidir. Böylece hastanın kardeşleri ve çocukları takibe alınarak hastalık erken dönemde yakalanabilir” dedi.
Güncelleme Tarihi: 21 Ağustos 2014, 09:02
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER
google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0