banner101

Habitat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hazır: Cinsiyet eşitliği konusunda ciddi çalışmalar yapmamız gerekiyor

Habitat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hazır, "Türkiye, birçok konuda olumlu bir gelişme yakalamasına rağmen özellikle cinsiyet eşitliği konusunda hala yüzde 17'lerde. Bu konuda ciddi çalışmalar yapmamız gerekir." dedi.

Habitat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hazır: Cinsiyet eşitliği konusunda ciddi çalışmalar yapmamız gerekiyor

İSTANBUL(AA) - Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından ilk olarak 9 Aralık 2019'da Ankara'da açıklanan "İnsani Gelişme Raporu 2019"un İstanbul Tanıtım Toplantısı, Habitat Derneği ev sahipliğinde Maslak'taki Facebook İstasyon'da gerçekleştirildi.

2018 verileri baz alınarak hazırlanan raporda, İnsani Gelişme Endeksi, Eşitsizliğe Uyarlanmış İnsani Gelişme Endeksi, Cinsiyete Dayalı Gelişme Endeksi, Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi ile Çok Boyutlu Yoksulluk Endeksi kategorileri bulunuyor. Bir önceki listede İnsani Gelişme Endeksi'ndeki değerlere göre 64. olan Türkiye "yüksek insani gelişme" kategorisine girerken bu yıl ilk kez "çok yüksek insani gelişme" kategorisinde yer aldı.

1990 yılından itibaren UNDP tarafından yayımlanan İnsani Gelişme Raporu, bu yıl "21. yüzyılda insani gelişmedeki eşitsizlikler" konusuna odaklandı.

Habitat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sezai Hazır, derneğin 25 yıldır Türkiye'de toplumsal kalkınma alanında çalışan bir kuruluş olduğunu belirterek, "Kadınlara, çocuklara ve gençlere eğitimler veriyoruz. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ortaklığıyla Türkiye'deki girişimcilik ekosistemi üzerine çalışıyoruz. Onun için insani gelişme raporu ve kalkınma amaçları bizim yürüttüğümüz çalışmalarla direkt örtüşen çalışmalar." ifadelerini kullandı.

İnsani Gelişme Raporu 2019'da sürdürülebilir amaçlar kapsamında iş dünyası ve sivil topluma yönelik 17 hedef belirlendiğini hatırlatan Hazır, hedefler arasında iklim değişikliği, cinsiyet eşitliği ve teknolojik gelişmelerin ön plana çıktığını söyledi.

Hazır, "İklim değişikliği konusunda bugünden önlem alınmazsa, önümüzdeki 30 yıl içerisinde ciddi büyük göçler olacak. Endonezya'nın sular altında kalacağı, Orta Doğu'nun çölleşeceği, çölleşme ve su altında kalmasıyla göçün başlayacağı söyleniyor. Dünyanın en büyük bu sorunun olacağı konuşuluyor. O yüzden bugünden çözümlerin geliştirilmesi gerekiyor." diye konuştu.

Cinsiyet eşitliği ve dijital teknoloji konularına da değinen Hazır, şöyle konuştu:

"Cinsiyet eşitliği konusunda Türkiye'de kadınlara seçme seçilme hakkı verme konusunda övünüyoruz ama siyasal katılım ve ekonomik hayata katılım konusunda kadınların katılımında geri konumdayız. Bu sadece kamunun sorunu değil, toplumsal algımızı bu yönde değiştirmemiz lazım. 2018 ila 2019 raporları mukayese yapıldığı zaman, 2019 yılında Türkiye'nin gelişmiş ülkeler seviyesine geldiğini görüyoruz. Türkiye'nin 59. sıraya yükselmesi özellikle sağlık alanında olsun, fırsatlarda eşitlik, kaynakların dağıtımı konusunda olumlu bir gelişme yakalamasına rağmen özellikle cinsiyet eşitliği konusunda hala yüzde 17'lerde. Bu konuda ciddi çalışmalar yapmamız gerekir.

Dijital teknoloji alanında ise, özellikle Z kuşağının geleceğe yönelik kaygıları olmasının en büyük nedeni iş yapma biçimlerinin değişiyor olması. Gelişmiş ülkelerin en büyük sıkıntısı 'Z kuşağının nasıl istihdam edilebilirliği'. Freelance çalışmalar artıyor. Öngörülen rakam 10 yıl içerisinde 700 milyon gencin artık freelance çalışma hayatına geçeceği."

"Özel sektöre ciddi sorumluluk düşüyor"

Hedefler İçin İş Dünyası Platformu Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner ise sürdürülebilirlik ve insani gelişme konularında özel sektöre büyük iş düştüğünü belirterek, "O kadar değişik bir gelişme yaklaşımından bahsediyoruz ki bunu sadece devletlerin, STK'lerin, hükümetlerin yapması imkansız. Özel sektöre burada ciddi bir sorumluluk düşüyor. Kaldı ki iş dünyasının ekonomik etkileri çok fazla. İşletmelerin, işletmelerde çalışanların, paydaşlarının insani gelişmeye çok fazla katkıları olabilir. Enerji verimliliği, cinsiyet eşitliği, iş gücüne katılım ve eğitim konusunda iş dünyasına düşen pek çok sorumluluk var." diye konuştu.

İş dünyasında değer yargılarının da değiştiğini kaydeden Boyner, "Eskiden özel sektör kuruluşunun en önemli başarı kriteri kar etmesiydi. Ama bugün özellikle paydaşları açısından, hem müşterileri hem birlikte çalıştığı farklı kurumlar hem de çalışanları açısından en büyük değer yargısı o kurumun saygınlığına ait yarattığı sosyal fayda. O açıdan ne taraftan bakarsanız bakın özel sektörün insani gelişme endeksinin ve 17 hedefin içinde olması ve katkı yapması gerekiyor." değerlendirmesini yaptı.

Yönetim Kurulu Başkanlığını yaptığı platform hakkında bilgi veren Boyner, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Özellikle 3 ana konuda çalışıyoruz. Bunlardan biri iş dünyasını iklim değişikliği ve afetlere hazırlamak. Çünkü özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler bu tip doğal afetlerden çok fazla etkileniyor. Çoğu mutlaka zarar görüyor, ekonomiden çekilmek durumunda kalıyor. İkincisi, iş dünyasını geleceğe hazırlamak. Özellikle dijital ekonominin kuralları değişiyor. İş dünyasını buna hazırlıklı hale getirmek çok önemli. Üçüncüsü de daha fazla kapsayıcı olarak büyümede de iş dünyasının rolünü artırmak."

"Dünyada hala eşitsizlik var"

UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Claudio Tomasi de dünyadaki diğer ülkelerin İnsani Gelişme Endeksi’ndeki konumlarını da değerlendirerek, şunları kaydetti:

"İnsani gelişmede dünyadaki tabloya baktığımızda, yarısı dolu, yarısı boş bir bardak gibi gözüküyor. Aslında 1990 yılını baz aldığımızda, son 28 yılda ortalama olarak dünyada çok büyük gelişmeler oldu. Çocuk ölüm oranı azaldı, ilkokula gitme oranı arttı, buna benzer örnekler var. Fakat dünyada hala eşitsizlik olduğunu görebiliyoruz. Bu raporun başlığı açıkça şunu söylüyor, eşitsizlik konusu maddi gelir konusunun da ötesinde. Yani bu sadece zengin ve fakir manasında değil. Bölgesel eşitsizlikler, dini eşitsizlikler, cinsiyet eşitsizliği, aileler arasındaki eşitsizlikler. Özellikle teknoloji ve iklim değişikliği dünyada eşitsizliği şekillendiren iki önemli konu. Bu durum, farklı insanları olumsuz olarak etkileyebilir."

Türkiye'nin durumunu değerlendiren Tomasi, sözlerini, "Raporda görüldüğü gibi Türkiye ilk kez 'çok yüksek insani gelişme' kategorisine çıktı, bu güzel bir haber. Fakat sadece bir yılı baz aldığımızda çok anlamlı olmayabilir. O yüzden son 28 yıla baktığımızda Türkiye'de yine büyük bir gelişme görüyoruz. Örneğin, eğitim alanında, ortalama insan ömrü veya gelir açısından. Türkiye şu an 1990 yılına göre daha iyi konumda. Detaylı bir şekilde baktığımızda insani gelişme alanında Türkiye sıçrama yapan bir ülke." diye tamamladı.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner103

banner108

google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0