Ekonomik kriz ve kitapçık

 Dünya ekonomik sistemi üç unsura bağlıdır;

Dolar, faiz, borsa...

1999’da üçlü koalisyonla yönetilen ülke bir anayasa kitapçığının fırlatılması ile tarihinin en büyük krizlerinden birini yaşadı. Bankalar, şirketler battı, insanlar varlıklarını kaybetti.

“Tabi kitapçıktan önce borsa sürekli düşüyor, döviz yükseliyor, faiz artıyordu.”

CIA’de çalışmış, daha sonra emekli olmuş uzmanların kitaplarını okumuşsanız “bir ülkenin nasıl ele geçirildiği” açıklanır.

Ya sürekli İMF ye borçlu duruma sokulur verilen kredilerle, her denilen hükümetçe uygulanır.

Diğer unsur “söz dinlemiyor mu?” bir darbe ile hükümet değişir!

Oda olmuyorsa bir bahane bulunur savaş açılır, işte Irakta yaşanan durum...

Peki, 1999'da neden Türkiye en ağır krizi yaşadı. Tamam, koalisyonlar uyumlu olmaz, bazı konularda her parti farklı düşünür. Gelin görün ki dünyada sürekli Koalisyonla yönetilen ülkeler çok.

Amerika; Irak'a yeniden girmek istiyor. O zamanki ülke başbakanı Ecevit; Amerikan Askerinin ülke topraklarını kullanarak Irak'a kara hareketi yapmasına razı değildir.

Daha sonraki yıllarda mecliste oylanan tezkere “milletvekillerinin oylarıyla” reddedilir.

Meclisteki oylamanın hayır çıkmasında askeri kesimlerin görüş bildirdiği bilinir. Sonraki yıllarda bunun acısı çıkacaktır. Bir Ergenekon dosyası ile yüzlerce ordu mensubu içeri girecek, ordudan atılacaktır.

Dünyayı yöneten kapitalist güçler kızgındır. Bir krizle iş halledilir.

Yeni hükümet geldiğinde bütün kitlerin satıldığı, her şirketin bankalar başta olmak üzere bir kısmının; yabancıların eline geçtiğini bilmeyen yok!

Bugün bakın ülke ateş çemberinde “her tarafımız” yangın yeri, komşularla durum parlak değil!

Suriye iç savaşına bulaşmış bir hükümet var. Güneydoğuda aylardır bir çatışma ortamı yaşanmakta.

Ülkemize milyonlarca mülteci yerleşti.

Büyük şehirlerde aralıklarla patlayan bombalar. Ama ortalık süt liman...

Ak partiye oy verenler hep koalisyon dönemlerini ortaya atar. "Ne yani yine koalisyonlar gelsin, ‘krizleri mi’ yaşayalım” derler. O kadar zihinlere işlemiştir ki “bunun farklı olacağını” düşünen yoktur.

Tek başına iktidar tarafından yönetilmemize rağmen dövizin yükseldiğini, borçların katlanarak arttığını, kimse sorun yapmaz!

Sürekli hatalar yapan iktidar var bakıyorsunuz oyları düşecek yerde, yukarı çıkıyor.

Üretim yapıyor musun, tarımın bitmiş durumda, her birkaç ayda bir et ithal ediyorsun. İstikrar bunun neresinde?

Köprüler, yollar, han, hamam istihdam yaratmaz bunlar, sadece göz boyamadan öteye geçmez.

Kriz ne zaman olur?

Küresel güçlerin alacağını aldığında...

Zaten dikkat ederseniz şu anda cemaat ve iktidar birbirine vurdurularak istenenler alınıyor. Van münit'le ilişkiler yerle bir olan İsrail'le "neden büyük ekonomik bağlantılar" yapıladursun?

YORUM EKLE
google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0