Gayrimenkul: Büyümenin Yeni Yönü

ULUDAĞ EKONOMİ ZİRVESİ GAYRİMENKUL: BÜYÜMENİN YENİ YÖNÜ

Gayrimenkul: Büyümenin Yeni Yönü
banner98

Capital ve Ekonomist dergileri tarafından bu yıl altıncısı düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin ‘Gayrimenkul: Büyümenin Yeni Yönü’ oturumunda moderatörlüğü Servotel CEO’su Ömer İsvan üstlendi. Torunlar GYO Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Aziz Torun, NEF İcra Kurulu Başkanı Erden Timur, T.C. Başbakanlık Toplu Konut  İdaresi Başkanı M. Ergün Turan, Tahincioğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Tahincioğlu, Artaş İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çetinsaya ve DAP Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz’ın konuşmacı olarak katıldığı panelde gayrimenkul ve inşaat sektörünün geleceği tartışıldı.

 

Panelin açılışını yapan moderatör Servotel CEO’su Ömer İsvan, katılımcılara sektör ile ilgili sorular yönlendirerek paneli yönetti. Gayrimenkul sektörünün öneminden bahseden İsvan, gayrimenkul ve inşaat sektörlerinin içinde bulunduğu durum ve problemler hakkında konuştu.

 

‘Kurda istikrarsızlık inşaat sektörünü olumsuz etkiliyor’

 

Panelde konuşan Torunlar GYO Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Torun, inovasyonun önem verilmesi gereken bir husus olduğunu ancak gayrimenkul sektöründe inovasyonun çok etkili olmadığını söyledi. Sektörün inovasyona ihtiyacı olduğunu belirten Torun, kaliteli binalar yapıldığını, ama inovasyonu yeterli derecede kullanmadıklarını dile getirdi. Bugüne kadar sektörde talebin arzın önünde gittiği için detaylara çok fazla yönelmediklerini ifade eden Torun, “Biz gayrimenkul deyince sadece konut olarak bakardık, şimdi ofiste ekledik. Arz fazla olduğundan bölgenin özelliklerini ikinci planda tutardık” dedi.

Gayrimenkulde balon olmadığını sadece arz ve talebin kesişmediği dönemler olduğunu vurgulayan Torun, “Kimlere hitap edeceğiz? Demografik yapılar nedir? Bunun gibi detaylara da bakmamız gerekiyor. Şimdi TOKİ gayrimenkul sertifikası çıkardı. Dairelerden ofislere kayabilir sektör. Öğrenci yurtlarına yönelebilir” ifadelerini kullandı.

En sıkıntılı konulardan birinin de yatırımcı olarak ucuz finansman olduğunu bildiren Torun, “Buna rağmen yatırımlarımız devam ediyor. Türkiye’nin sermaye piyasalarından sermaye getirme imkanları sınırlı. Aldığımız krediler döviz cinsinden olduğundan döviz yükseldiğinde bizleri zor durumda bırakıyor ve ülkeyi de fakirleştiriyor. Kurda istikrarın olması gerekiyor. Finansmana ulaşmamızda da farklı ürünler olması lazım ki riskimizi azaltalım” diyerek sözlerine son verdi.

 

Gayrimenkul sektörü mekansızlaşmaya yönelecek’

 

NEF İcra Kurulu Başkanı Erden Timur ise müteahhitlerin inşaat yapan kaba insanlar olarak görüldüğünü, ancak rahat yaşam için ince tasarımlar yaptıklarını söyledi.  Sektörün inovasyonel olarak mekansızlaşmaya gideceğini düşündüğünü belirten Timur, “Dünyada bence mülkiyet kavramı sorgulanmaya başlanacak. İnsanlar değer olarak bir şeyin sahibi olacak, ama sadece bir ürünün değil farklı farklı yerlerde kullanabilecekleri ürünlerin sahibi olacaklar” dedi.

Paylaşım ekonomisinin mülkiyet ekonomisinin önüne geçebileceğini belirten Timur “Uber dünyada ulaşım sektöründe ki en büyük firma ve bir otomobile sahip değil. Bu tarz uygulamalar gayrimenkul sektörüne de uygulanabilir” diye konuştu.

Nesnelerin internetinin, sektörü önemli derece etkileyeceğini kaydeden Timur, akıllı evlerin hayatımıza daha çok gireceğini dile getirdi.

Türkiye yeni hikâyeler yazmalı, yoksa istenen büyüme rakamlarına ulaşamayız’

T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanı M. Ergün Turan ise gayrimenkul piyasasının son 10-15 yıldır eleştirilen bir piyasa olduğunu söyledi. Sanayinin daha az gelişmesinde inşaatın etkisinin olduğunun ileri sürüldüğünü belirten Turan, “Buna katılmıyorum.  Eğer Türkiye 2023 hedeflerine ulaşacaksa gayrimenkul sektörü daha da büyümek zorunda. 2016’da 1 milyon 400 bin konut satışı gerçekleştirildi. 750 bin konut üretildi. TOKİ 84’ten 2003’ê kadar 44 bin konut üretirken, sadece yılın ilk üç ayında 20 bin konut ürettik. Yıl sonu hedefimiz ise 65 bin konut üretmek” diye konuştu. Türkiye’de konut sahipliği oranının hala yüzde 60 olduğuna ve 14 yıldır artmadığına dikkat çeken Turan, gayrimenkul sektörünün önünün açık olduğunu ifade etti.

İstanbul’u bol su kaynakları ve deprem beklentisinin olduğu bir yer olarak niteleyen Turan, İstanbul’da gereken şeyin yeni sosyal konutlar yapmak olmadığını şehrin içinde ki yaşam alanlarını homojen olarak dağıtmak olacağını kaydetti. Karaman’da 2,5 yılda 2 bine yakın sosyal konut yaptıklarını belirten Turan, “Şu an Karaman’da 600’e yakın sıra var. Erzurum’da nüfus artışı yok. Sosyal konutlara 4-5 kat talep geliyor. Bir insanın bir şehirde konut sahibi olması orda yaşadığına dair en önemli göstergedir. Biz kamu kaynaklarından gelir alan bir kuruluş değiliz. Gelirimizi kendimiz buluyoruz. İstanbul’dan elde ettiğimiz gelirlerle Anadolu’da sosyal konut yapıyoruz” dedi.

Gayrimenkulde son 12 yıldaki büyümenin Türkiye’nin büyüme hikayesiyle oluştuğuna dikkat çeken Turan, şunları söyledi:

“Türkiye 2011’den beri büyümeyle alakalı sorun yaşıyor. Ülke olarak yeni bir büyüme hikayesi yazmamız gerekiyor. Türkiye’de gayrimenkul piyasasından önce yatırım piyasalarının derinleşmesi, farklı enstrümanların olması gerekiyor. Türkiye’de hala yastık altında parası olan milyonlarca insan var. Bu parayla dükkan açamayan ya da ev alamayan insanların sisteme dahil olacağı enstrümanı oluşturmak gerekiyor. Türkiye yeni hikayeler yazmalı yoksa istenen büyüme rakamlarına ulaşamayız.”

‘Enerjimizin yüzde 80’ini bürokrasiye harcıyoruz’

Tahincioğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Tahincioğlu ise Türkiye’nin müteahhitlik konusunda dünyada ilk 3’te olduğunu ve dünyaya öğretecek çok şeyimiz olduğunu söyledi. Bir işe girildiğinde işin yüzde 60’ının planlamaya gitmesi gerektiğini belirten Tahincioğlu, “Maalesef ülkemizde enerjimizin yüzde 80’i bürokrasiye gidiyor. Temel sorunlarımızdan biri de bu aslında” diye konuştu.

Türkiye’nin şu an ihtiyacı olan konutların daha alt gelir grubuna yönelik ucuz konutlar olduğunu ifade eden Tahincioğlu, o alana yönelmek istediklerini ama arsa fiyatlarının yüksekliğinin buna engel olduğunu dile getirdi. Şu anda İstanbul’da 5 milyon metrekare ofisin mevcut olduğunu ve önümüzdeki 3 yılda bu rakamın 7,5 milyon metrekareye ulaşacağını bildiren Tahincioğlu, “Talebe bakarsak geçen yıl 200 bin metrekare ofis kiralandı. Sektörde balon olduğunu inanmıyorum. İmar problemi oluşuyor. Şehirciler imar planlarını yaparken müteahhitlerle de diyalog içinde olmalı. Daha bağımsız bir üst kurul ile diyalog oluşturmalıyız” diye konuştu.

New York’ta yatırımları olduğunu kaydeden Tahincioğlu, “Son dönemde Türkiye’den yurtdışına gayrimenkul alımı için ödenen para ciddi miktarlara ulaştı. Maalesef gayrimenkuldeki yabancı yatırımları kötü bir konumda. Kısa vadede düzelme beklemiyorum” diyerek sözlerine son verdi.

Artaş İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çetinsaya ise TOKİ’nin inşaat sektörünün bir lokomotifi olduğunu inşaat şirketlerinin de bu trenin vagonları olduğunu söyledi. Ekonomik imkanları dar olan bir aileden geldiğini belirten Çetinsaya, “63 yılında İstanbul’a geldiğimizde babamız bize bodrum katta bir daire tuttu. Evde rutubet içinde yaşardık. Meslekte 40’ıncı yılım ve o günden beri hiç bodrum katında daire yapmadım. Amacımız sizlere nitelikli konutlar yapmak. Ve çocukların ve ailelerin daha iyi bir hayat yaşamasını sağlamak” diye konuştu.

Türkiye’nin yüzde 20’lik üst gelir grubuna hitap ettiklerini kaydeden Çetinsaya, “Yüzde 80 için ise TOKİ evler yapmalı. Bizde kendimize düşen görevi yaparız. Türkiye’de 7 milyon sağlıksız konut var. Bunların yenilenmesi gerekir. Onlarında konut kalitesini artırırsak bizler daha rahat ederiz” dedi.

Kentsel dönüşümün 2012’de çıktığını kaydeden Çetinsaya, “Geç kalınmış bir kanun. 2012-2013’te vatandaşlar bunu anlamaya çalıştı. Konutlardan ve sanayiden olmak üzere iki çeşit dönüşüm var. Vatandaş 20 sene orada kalmış, kamu arsası üzerinde yaşamış. Şimdi beklentileri farklı oluyor. Bu kanunda vatandaş ile müteahhit karşı karşıya geldiği zaman çok zorlanıyoruz. Rekabet olduğu için işin içinden çıkamıyoruz. Vatandaş ile müteahhitler arasında huzursuzluk oluyor. Bizim bunlardan ders çıkarmamız gerekiyor. İlçe belediyeleri burada devreye girmeli ve problemleri çözmeli” şeklinde konuştu.

DAP Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz ise insanların barınma ihtiyaçlarını karşıladıklarını bildirdi. Amsterdam’da bir taksiye bindiğini ve taksicinin 750 yıllık bir evde oturduğunu öğrenince şaşırdığını dile getiren Yılmaz, “Bizde 70 yıllık ev yoktur. Yaptığımız evler 40-50 yıl geçse bile değerini korumalı ve güvenli olmalı” dedi.

Rantın artı bir değer olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Rantın olmadığı hiçbir ticaret geçerli değildir. Kentsel dönüşüm halk gözünde yerine buldu. Yönetmeliklerdeki eksiklikler ve belediyelerin isteksizliği, çantacıların olması kentsel dönüşümü aksattı. Belediyelerin aracı olmasıyla birçok problemi çözebiliriz. Şu an bir fırsat var, 20-30 yıl sonra keşke geçmişte bunları yapsaydık dememeliyiz. Farklı ülkelerde ofisler aşarak ofisler açmalıyız. Bu sayede turizmi ve konut satışını patlatırız. Balon oluyor diyorlar bende bazı bölgelerde arz fazlası var. Yurtdışına konut satarak bu arz fazlasını da eritebiliriz.” diyerek sözlerine son verdi” şeklinde konuştu.

Güçlü sponsor desteği

Garenta’nın altıncı kez ana sponsorluğunu üstlendiği Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde Ekol Lojistik, Metal Yapı Konut, Samsung, SBK Holding, Türkiye İş Bankası, Türk Telekom ve Vodafonegoldsponsor olarak yer aldı. Akkök, AlexionPartners, Autodesk, Citibank, Danone, Global Yatırım Holding, HSBC, Socar, TEB, Torun Center ve Zorlu Holding’in oturum sponsoru olduğu Zirve'de, PTT ve TAV Havalimanları destek sponsorları oldu. CNN Türk, DHA ve Hürriyet’in medya sponsoru olduğu Zirve’nin etkinlik sponsorluklarını Cisco, Intel,DAP Holding ve Denizbank, içecek sponsorluğunu ise Uludağ İçecek üstlendi.

Uludağ Ekonomi Zirvesi’ni adresi üzerinden canlı olarak izleyebilirsiniz.

Uludağ Ekonomi Zirvesi ile ilgili güncel bilgileri www.uludagekonomizirvesi.org adresinden alabilirsiniz.

Güncelleme Tarihi: 26 Mart 2017, 15:58
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER
google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0