Bursa'da derin sessizlikte sınıfta kalanlar ve geçenler…

Ülkemizi kaosa sokmak isteyenler yine iş başındaydılar her zaman olduğu gibi.
Şimdi de iŞİD'i bahane ederek çıktılar yollara...
Önlerine ne çıkarsa darmaduman ettiler.
Utanman, sıkılmadan ve uslanmadan...
Kimi geldi Kızılay araçlarını yaktı, kimi geldi otobüsleri yaktı, bazıları polise ateş açtı, dükkanları yağmaladılar ve kimi geldi vatandaşa silah sıktılar...
İşte ülkede bu olaylar yaşanırken bazıları bu yaşanan olaylara seyirci kalmakla yetindirler.
Çünkü bu sessiz kalanların çoğu bize de yarın bir sıkıntı gelir endişesiyle hareket etmedi.
İşte Bursa'da da bu anlamda bir elin parmaklarını geçmeyecek barış ve sağduyusu açıklamaları yapıldı.
Bunların en başında siyasetçilerden Ak Parti Bursa Milletvekili Bedrettin Yıldırım, Ak Parti Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin, Ak Parti Bursa İl Başkanı Cemalettin Torun ve Ak Parti Yıldırım İlçe Başkanı Hüdayi Yazıcı yaşanan olaylarla ilgili sağduyu yapan kişiler olarak sınıfı geçen kişilerden oldu.
Siyasetçilerin yanında bu yaşanan olaylara seyirci kalmayan sivil toplum örgütleri de vardı.
Bunları da söylemeden geçemeyeceğim…
Öncelikle Tarafsız Gazeteciler Derneği'nin açıklamasını önemsediğimi belirtmek isterim…
Ama bu yaşanan olaylarla ilgili en önemli açıklama bence kısa adı Bildef olan Bursa İli Dernekleri Federasyonu'ndan geldi. 
Çünkü bu açıklama 29 İl Dernekleri Başkanında katılımıyla yapılması ve ülkenin tüm değerlerinin kapsayan tüm kesimlerinde destek vermesi de ayrı bir anlam taşıyordu.
Bu anlamda Bildef Başkanı Mustafa Dursun'u ve yönetim kurulunu tebrik ediyorum. Böyle anlamlı bir davranış sergiledikleri için.
Bizde Tarafsız Gazeteciler Derneği olarak bu bildiriye katılarak destek verdiğimizi de ifade etmek isterim.
Evet bu yaşanan olaylarda sınıfı geçenleri söyledik…
Şimdi de sınıfta kalanlara geçelim isterseniz…
Hemen söyleyeyim.
Sınıfta kalanların başında Vali Münir Karaloğlu geliyor…
Vali Karaloğlu bu yaşanan olayların hemen sonrasında siyasi partileri, sivil toplum örgütlerini toplayıp bir basın açıklaması yaparak topluma sağduyu çağrısında bulunabilirdi diye düşünüyorum. Onun için sınıfta kaldı diyebiliriz!
Sonrasında sınıfta kalan başka bir kişi ise Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe…
Başkan Altepe ise bu olaylardan sonra tüm Belediye Başkanlarını alıp birlik ve beraberlik çağrısı yapabilirdi.. ama böyle bir adım atmadı…
Bir diğer sınıfta kalan ise Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali oldu.
Başkan Edebali’nin sınıfta kalma sebebi ise olayların en başta çıkma noktası olarak Yıldırım olduğu ve bu anlamda diğer sivil toplum örgütleri ve siyasi partileri toplayıp sağduyu çağrısı yapmaması…
Tabi sıradan gidiyoruz… Bir sonraki ismimiz Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar…
Başkan Dündar'da konuyla ilgili hiçbir girişimde bulunmadı.
Aslına bakarsanız en şaşırtıcı isim ise bence Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey oldu…
Genelde böylesi olaylarda açıklamalarda bulunan Bozbey sessizliğini bozmadı…
Evet Bursa'da sınıfta kalan diğer kişiler ise yine siyasetçilerdi…
CHP İl Başkanı Metin Çelik, veya CHP’li diğer ilçe başkanları…
CHP olarak bu olaylarla ilgili Bursa'da vatandaşlara basın toplantısıyla sağduyu çağrısı yapabilirdi.
Sınıfta kalanlar bunlarla da sınırlı değil…
Mesela konuya sessiz kalan sivil toplum kuruluşlarını unutmamak gerekir…
Bu olayları yapanların Kürt kökenli kişiler olduğu iddia edildiği için o yörelerin sivil toplum örgütlerini bu yaşanan süreçte sessiz kaldıkları için sınıfta kalmış olarak değerlendirebiliriz…
Yani Diyarbakır, Muş, Hakkari, Şanlıurfa, Bingöl ve Van ilimizim Bursa'daki sivil toplum örgütlerinin Başkanlarının ve yönetimlerinin birlik ve beraberlik noktasında açıklama yapmadıkları için bu eleştiriyi getiriyoruz.
Evet bu köşe yazımı yazarken birilerini suçlamak için yazmadığımı ifade etmek isterim.
Asıl amaç bu tür olaylarda birliğimize ve beraberliğimize daha sımsıkı bağlı kalmamız gerekmektedir.
Olayları izleyerek hiçbir yere varamayız.
Hani Hz. İbrahim ateşe atılırken, su taşıyan karınca gibi en azında tarafımızı belli etmemiz gerekmiyor mu?
Bence gerekiyor...
Sonuç olarak bu topraklarda yüzyıllardır birlikte yaşıyoruz. Ortak değerlerimiz her şeyden önce gelmektedir.
Bazen ne diye bu kadar dünya beklentisi içinde olduğumuzu da anlayamıyorum.
Bizim başka gidecek kapımız yok ve biz yüzyıllardır süre gelmiş beraberliğimizi ancak daha geliştirerek ilerleyen yüzyılda daha huzurlu olacağız.
Şayet bu anlamda olumlu adımlar atılırsa.
Ülkede inşallah bu tür olayları bir daha yaşamayız. Birliğimize ve beraberliğimize kurşun sıkacak kim olursa olsun ona barış çubuğunu uzatmayı unutmayız…
Sonuçta bu dünya ne size kalacak nede bize kalacak!
Tabi ki anlayana...
Allah’a emanet olun.
Saygılarımla…
YORUM EKLE
google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0