NUMAN ŞEKER: “KADINA SAYGI MEDENİYETTİR”

8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla sendika binasında basın açıklaması düzenleyen Eğitim-Bir-Sen Bursa 1 Nolu Şube Başkanı Numan Şeker, “Kadına saygı medeniyettir” dedi.

NUMAN ŞEKER: “KADINA SAYGI MEDENİYETTİR”
banner98
 Ülkemizde ve dünyada kadınların aldıkları sorumluluklara ve yaşadıkları zorluklara dikkat çekerek tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlayan Eğitim-Bir-Sen Bursa 1 Nolu Şube Başkanı Numan Şeker, “Kadınlarımız, anne, eş, kardeş sorumluluğuyla ailenin ve toplumun, sonra ağır çalışma koşullarının yükünü omuzlamakta, şimdi de sosyal çözülmeyle hızlanan ahlaki çöküşle devam eden, tacizin, şiddetin, terör ve savaşın ağır yükü altında bedel ödemektedir” dedi. 

 

“8 MART TÜKETİMİ ARTIRMA GÜNÜNE DÖNDÜ”

BM kararı ile 1857 yılından kutlanan 8 Mart’ın her geçen yıl aracından uzaklaşarak küresel aktörlerin tüketimi fazlalaştırma aracına döndüğünü belirten Başkan Numan Şeker, ‘8 Mart, özellikle çalışan kadınların sosyal, kültürel ve özlük haklarına ilişkin sorunlarını gündeme getirip; çeşitli platformlarda konuşmak için fırsat olmuştur. Fakat çoğu söz, bir nutuk olarak kalmış veya temenniden öte gitmemiştir. Kadına pozitif ayrımcılık ve yeni haklar, aileyi daha da güçlendirmeyi amaçlamaktadır. İlk başladığı yıllarda savunulanın aksine bugün kadın haklarına yönelik yeni yaklaşımlar, kadının aile ve çocuklarıyla daha fazla vakit geçirmesini talep etmekte, ülkeler çalışma yasalarını buna göre düzenlemektedir. Son yıllarda Türkiye’de de çalışma hayatının kadını ve çocuğu daha fazla koruyacak tarzda düzenlenmesi, toplum sağlığı ve huzuru bakımından son derece yararlı olmuştur, olmaktadır” diye konuştu.

 

“ANADOLU GERÇEKTEN ANA DOLU”

Türkiye’nin her daim geleceğe yön veren kadın değerlerinin olduğunun altını çizen Başkan Şeker, “Yeri gelmiş Fatma Bacı’nın önderliğinde ‘Anadolu Bacıları’ olarak iş dünyasında ve sosyal hayatta örgütlemiş, yeri geldiğinde de Nene Hatun olup, Şerife Bacı olup onur ve özgürlük mücadelesinde erkekleriyle, evlatlarıyla yan yana omuz omuza en ölümcül direnişin kahramanı olmuşlardır. En son, 15 Temmuz’da kanlı bir darbeyle başlayan ülkemizin işgal girişimine karşı Safiye Bayat, Şerife Boz, Jale Usta, Nebahat Topaloğlu, Huriye Yiğit, Derya Ovacıklı ve bunlar gibi on binlerce kadınımız onur, iman, özgürlük için bir an bile tereddüt etmeden kendilerini tankların, namluların karşısına attılar. Ayşenur Tolun, Adviye Gül İsmailoğlu daha çocuk denecek yaşta kızlarımızdı. Ama kalpleri imanlı kalpleri ülkemiz kadar geniş, özgürlük kadar sınırsızdı. Ayşe Aykaç, Kübra Doğanay, Yıldız Gürsoy ve onlar gibi daha niceleri hain, işbirlikçi kurşunların hedefi olarak şehit düştüler. Mekânları cennet olsun. Her biri medeniyetimizin gök kubbesinde parıltılı yıldızlar gibi duran, nesillere yol gösteren, geleceğe yön veren yüzlerce kadın değerimiz var. Anadolu, gerçekten ‘ana’ dolu” diyerek, şöyle devam etti: “Biz, toplum gerçekliğimizi kadın erkek çatışması üzerine değil, sevgi ve saygıya dayalı yardımlaşma ve dayanışma üzerine kurmuşuzdur. Hem dinimiz, hem ait olduğumuz medeniyet itibariyle insanın hakikati, kadın erkek bütünlüğü içinde değerlendirilir. Bu duyarlıkla yerine göre iş hayatında yan yana, 28 Şubat darbe süreci ve 15 Temmuz ihanet girişimine karşı da omuz omuza oluruz. Çünkü istiklâl ve istikbalin olmadığı yerde kadın olsun erkek olsun kimsenin ne hakkı, ne hukuku ne onuru olur.”

 

“SURİYE ZİNDANLARINDA BİNLERCE KADIN İŞKENCEYE VE TECAVÜZE MARUZ KALMAKTADIR”

Hak ve özgürlük ihlallerinin eşi görülmedik seviyelerde sürdüğü dünyada en çok mağdur olanların kadınlar olduğunu vurgulayan Numan Şeker, “En az yüz yıldır kitlesel yıkım ve kıyımlara yol açan ve şimdi son vahşetini Suriye’de gördüğümüz savaşların ilk ve çaresiz mağdurları da yine çocuklarıyla birlikte önce kadınlardır. Dün Bosna’da, Arakan’da olduğu gibi belki onlardan daha alçakça bugün zindanlarda binlerce kadın tutuklu işkenceye ve tecavüze maruz kalmaktadır. Bu masum ve mazlumların çığlığına maalesef dünya kamuoyu sessiz ve sağır kalmaktadır. BM ve sözde İnsan Hakları aktivistleri bu ağır hak ihlali karşısında neredeyse en küçük açıklama bile yapmaz olmuşlardır. Özelde kadın genelde tüm insan hakları hususunda sahte ve çifte standartlı tutum takınan bu hükümsüz kişi ve kurumları da telin ediyoruz. Bu sebeple Suriye hapishanelerinde tutulmakla kalmayıp iğrenç ve insanlık dışı taciz ve işkence yapılan 6 bin 736 kadın tutuklunun serbest bırakılması için dünyanın her yerinden kadınların katılımıyla düzenlenip İstanbul’da 6 Mart’ta başlayan Vicdan Konvoyu eylemini sonuna kadar destekliyor fiili olarak da yer almayı çok önemsiyoruz” şeklinde konuştu.

 

“KADINA YÖNELİK ŞİDDET VE TACİZE KARŞI ETKİLİ VE CAYDIRICI MÜCADELE EDİLMELİ”

Eğitim-Bir-Sen olarak her zaman emeğe, insana, kültüre, değerlere her zaman önem verdiklerini ifade eden Şeker, “Toplumun temel taşı olarak gördüğümüz kadınlarımızın daha iyi çalışma şartlarına kavuşmaları başta olmak üzere, onlara daha saygın, huzurlu, verimli bir konum ve ortam sağlayacak düzenlemelerin yapılmasını arzu ve talep ediyoruz. Bu bağlamda kadına yönelik şiddet ve tacize karşı daha etkili ve caydırıcı mücadele edilmelidir” diyerek, sözlerini şu cümlelerle tamamladı: “Bu kapsamda mahkemelerce verilen cezalar uygulanmalı, mülki amirlerce izlenmeli, kadın korunmalıdır. Daha da önemlisi, basından sivil toplum örgütlerine, ailelerden tüm devlet birimlerine, yazarlarımıza kadar herkes her kurum konuya duyarlı olmalı, gittikçe artan farkındalık daha yaşanır ve uygulanır olmalıdır.”

Güncelleme Tarihi: 08 Mart 2018, 10:31
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER
google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0