İncelemelerin ardından açıklama yapan DOĞADER Genel Sekreteri Caner Gökbayrak, “Bu dere bir sene sonra akmayabilir. Çünkü burada bir HES projesi başlatıldı. Şuanda bu derenin suyunun alınması durumu söz konusudur. Bu derenin suyu alınacak ve elektrik üretimi yapılacak. Derelerden beslenen canlılar var. Bu dereler kurursa doğadaki canlıların yaşamı da biter. Bu derelerin çevresine kurulmuş köyler var. 10 mahalle muhtarı, DOĞADER ve Bursa Barosu ile birlikte açtığımız bir dava var. Bu proje iki yıldan beri devam ediyor. İki yıl önce HES’e karşı mücadele başlatılmıştı. ÇED süreci boyunca burada eylemler yaptık. Tüfekçikonak tarafına aktarılacağı için o mahallenin sıkıntısı yok ama diğer 9 mahalle bundan etkilenecek. ÇED raporunda can suyu kadar bir miktar bırakılacağı belirtiliyor. Ama bunların olmadığını çok iyi biliyoruz" dedi.
Tesis iki gün dereye su vermezse, insanların susuz kalacağını ifade eden Gökbayrak, "Biz bu proje sürecinde davaları açmak için takip ediyorduk. Bu süreçte ilginç bir durum oldu. ÇED sürecinin bittiği ve tamamlandığı resmi dosyası Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü sayfasında yayınlanması gerekiyordu. Ama bu yayınlanmadı. ÇED raporu o süreçte kabul edilmişti ve haberimiz yoktu. Aradan 6 ay geçtikten sonra rapor alındı dendi. Biz de hemen davayı açtık. Şu an dava devam ediyor. Yürütmeyi durdurma kararı alamadık. Bu süreçte binlerce ağacı kestiler, suyu yaşamdan alıp ticari amaca yöneltiyorlar. En kötüsü de bu. Bunu önlemeye çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
"ŞİMDİDEN BİNLERCE AĞAÇ KESİLDİ"
Gökbayrak, “Bölgedeki suyun alınmasıyla birlikte hem bölgedeki doğal yaşam sona erecek hem de 10 mahalle içme suyundan yararlanamayacak. Çevreye zarar verecek bir durum söz konusu değil diye bir rapor çıktı. Bölge halkının ve DOĞADER’in itirazlarıyla geri adım atıldı. Çevresel etki raporunun çıkarılması yoluna gidildi. Bu seferde rapor olumlu çıktı. Bununla birlikte Baromuz, DOĞADER ve bölge halkını temsilen muhtarlarla dava açıldı. Çevresel etki raporunun hukuka aykırı olduğu yönünde dava açtık. Davamız şu anda keşif aşamasında. 3 Temmuz’da mahkeme heyeti ve bilirkişilerle buraya geleceğiz. Bu projenin şimdiden daha ne kadar büyük tahribata yol açtığının görülmesi için elimizden geleni yapacağız. Şimdiden binlerce ağaç kesilerek, betonlaşma yapılarak büyük zarar verdi. En kısa zamanda yürütmeyi durdurma kararının alınması ve bu sürecin tamamlanmasını talep ediyoruz. Keşiften sonra umarım yürütmeyi durdurma kararı alınır. Doğu Karadeniz bölgesinde açılan davalar kazanıldı. Her gördüğümüz suyun başına bir baraj ya da bir santral koymaya kalktığımız zaman bütün bu doğal yaşamdan herkes mahrum kalacak” dedi.
"YETKİLİLERİ GÖREVE ÇAĞIRIYORUM"
Muhtarlar adına konuşan İhsaniye Mahallesi Muhtarı Hayati Çiçek ise “Eğer bu Karaburun deresi HES projesini aktarılırsa, 10 tane mahallenin içme suyu kalmayacak. BUSKİ’nin bu işe bir an önce el atmasını istiyoruz. Şu an bile suyun debisi düşük. Bu dereden bize saniye de 25 debi su verileceğini söylüyorlar. Yazın 15-20 litrelere kadar düşer. HES projesi hayata geçtiği an içme suyu sıkıntımız başlamış demektir. Yetkilileri göreve çağırıyorum. Bir an önce önlem alsınlar. Aksi halde her türlü eylemi yapacağız” diye konuştu. Güncelleme Tarihi: 29 Haziran 2015, 16:05
