Bursa’da; gazetesi basılan yada internet gazetesi ile işi götüren onlarca medya yer almakta.
Gittikçe küçülen basının “Bursa Okuyucusunu çektiğini hayal edenler” boşa kürek çekiyor.
Küçülen, küçültükçe çoğalan bir yapıdan, her küsenin başka bir mecraya kapak attığı,buda imkanların daha kısıtlandığı demek…
Sendikaların bölünerek çoğaldığı, çoğaldıkçada etkisinin kaybettiği gibi basınında çoğaldıkça, internet köşelerinde “küçük bir okuyucu kitlesiyle” yaşamaktan başka çaresi kalmıyor.
Bir ağış dalaşasıdır meydanı dolduran…
Bu şehrin insanlarının, şehre sahip çıkmasının sebeplerinden biri medya olmalıdır.
Kendi yaşadığı şehrin gazetesini okuyan,televizyonunu izleyen, haberini alan, ilgilenen, eleştiren “bu sayede” olur.
Etkisi sürekli azalan basını “okumalarını bekleyenler” kusura bakmasın!
Bir yandan nasıl daha çok okunurum diye çabalarken, diğer taraftan birbirinden kaçan insanların oluşturduğu “ben varsam o olmasın” türünden küçük ayrıntılarda boğulanların çoğunlukta…
İki gazetenin olmasını az görenler şimdiki; sürekli bölünen yapının “neye hizmet ettiğini” sorgulamalı.
Rekabetin iyi yönde olursa yararlı olacağı, menfi yönde olması ilgiyi azaltacağı, unutulmasın!
Bu şehirde ya tarafsız iş adamlarının bu işe soyunması, yada basın çalışanlarının “güçlü bir iş birliğine” gereksinim var.
Gazeteleri, haber sitelerini bu ilde yaşayan siyasetçi, bürokrat, sendika, dernek ve basın çevresinin okuması yeterli değil!
Hergün yerel siyaseti yazan bir yazar ordusunun bulunduğu sütunları “insanlar bunu okuyor” düşüncesi hayaldir! “Bazen o kadar takıntı varki insan siyasetten bıkacak noktasına geliyor.”
Magazini bile gereksiz düşünenlerin “nasıl” yerel olacağını sorgularım.Eğer bu şehirde yaşayan “sanatçı, tiyatrocu, işletmeci yer almazsa, başka ilden gelen insanların” sayfaları işgal ediyorsa “senin gazeteni neden alsın?”
Medyanın; televizyon, gazete, radyodan oluştuğu bir ortamda bunlardan sadece biriyle etkili olmak beyhude çaba…
Sistem değişmezse ;yerel medyanın iki gurubu dışında fazla şansları yok diye düşünüyorum.