“Bir Türk dünyaya bedel ya 5 Türk kaç kişiye bedel…”

 Bireysel olarak birçok başarılar kazanan bir yapımız var ama bunu çoğunluğa yayamadığımız için hep geride kalıyoruz.

Her yerde bireysel hareket etmeyi seven, başkasına danışmayan, kararları kendi alıp uygulayan, çevresindekine kulak asmayan insanlar. Sonra diğerlerinin tepkisi, eleştirisi olunca “yaptıklarımı çekemiyorlar” der kabuğuna çekilir.

 Amerikan film konularına baktığınızda baş aktörler olduğu halde; genelde hikâyenin kahramanları çoktur.

Bütün rol alanların konuya kilitlendiğini, aynı başarı için hep beraber uğraştıklarını, kazandıklarında başarıyı beraber paylaştığına şahit oluruz. Şunu derler “her bireyin katkısı aynı olmamakla birlikte beraberce üzerine düşer, güç birliği yapar, sonuca gideriz.”

Dünyayı yönetmelerinde hep bu planları uygularlar. Tek başına kahramanları “ne kadar öne çıkarsa çıksın” hikâyenin sonunda birlikte başarılan zaferin izleri görülür.

Ülkemizde bunun tersi uygulamalar yansır. Bireysel rollerde becerimiz ön planda beraberlikte dökülme başlar.

 Her yerde böyle siyasette, sporda, müzikte, sanatta hemen her yerde... Buda dünya çapında bireysel başarılar kazandırır ama gurupça başarı getirmiyor.

Spora bakın; aldığımız başarılar bireysel yapılan müsabakalardan çıkıyor. İş takım sporlara geldiğinde nal toplarız. Yıllarca en büyük yatırımlar, en büyük paralar futbolda döner. Ama iş başarıya gelince yok!

Beraber yaşanmamış hayatlar sonradan “beraber hareket edip başaracaksın” dendiğinde takım halinde oynanır, ortaya çıkan oyun bireyseldir.

Siyaset yine öyle “çok başarılı siyasetçiler” çevresindeki insanları pek dinlemez.” Ya benim dediğimi yapacaksın ya da bu partiden ayrıl.”Dünyanın diğer ülkelerinde “bu kadar parti değiştiren, ayrılıp yeni parti kuran var mı?”

Liderine kızan partiden ayrılıyor, birkaç aya kalmadan yeni parti. Sürekli kurulan partiler sonra yüzde birleri geçmeyen oylar. Hala da bu haliyle devam edenler var.

Sanatta, filmlerde yine öyle şu anda dizilerimizin birçok ülkede izleyicisi var. Bu başarılar inkâr edilemez. Çekilen dizi ve filmlerde aynı figürde oynayan bir iki karakterde iş biter, diğerlerin önemi az.

Buda dünya çapında kalıcı başarıyı getiremiyor. Çünkü bir filmde oynayan bütün insanların aynı konuya bağlanıp, başarı için her kesin emek verdiği planlar yok! Bir filimde başarı geliyor, diğer filme bu ilgi yok!

Büyük şirketlere bakın bir iki devre sonunda dağılmaya, hissedarlar; yeni iş kurmaya yöneliyor. İnsanımıza takım bilinci aşılanmamış. Bu bilinç sadece ailede verilmekte “bu” yeterli değil! Japonların başarıları ortada bunu da; beraber, güçlerini birleştirerek uygulamalarının sonucu...

Takım olmayı nerede öğreneceğiz?

Tabii ki bu okullarda... Yılların yanlış uygulamaları, “soru çöz başarıyı yakala” mantığının egemen olması, bireysel başarıyı yakalayan kendini kurtarıyor.

 “Ne oluyor” ülke olarak kaybediyoruz!

Küçük yaşlarda takım olarak yan yana gelmeyen, gurup olarak planlar yapmayan insanların büyüdüğünde birbirleriyle iyi anlaşmasını bekleyemeyiz.

YORUM EKLE
google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0