"Benim kafam karıştı, sizin ki"

 Yıllarca Erdoğan'ın Amerikan çıkarları için çalıştığı yazıldı, çizildi.

Kendi yazılarımda da bu konularda birçok yazılar paylaştım.

BOP Eş Başkanı olduğu, Ortadoğu'daki politikalarını bunun üzerine inşa ettiğinden dem vurduk.

Üzerine basarak söylemek gerekirse “adımlarını buna göre attığını” kimse inkâr etmedi. Hükümeti kurma görevini alırken Amerika'ya gidip; bazı kurum ve kuruluşlarını ziyaret ettiğini, onlardan icazet aldığı basına yansıdı.

Yahudi Kuruluşlarından üstün hizmet madalyası aldığı...

Amerika'nın Ortadoğu'da attığı bütün adımlarda destekleri...

 Mecliste Irak'a karadan asker geçişinin reddedilmesini günlerce diline dolayarak yanlışlığı dillendirdi.

Halkların ayaklanıp; ülke liderlerini birer birer düşürdüğü ülkelere “NATO'nun asker göndermesini, bombalama olaylarına; önce sert eleştiriler yöneltmiş, sonra destek vermiştir.

Suriye Lideri Beşar Esad'la beraber bakanlar toplantısı düzenlenmesinin üzerinden haftalar geçmeden kapitalist ülkelerin çıkardığı ayaklanmalara destek vermesi…

Suriye'de her türlü girişimlere kayıtsız kalınmadığı gibi Esad'ın gitmesi gerektiğinde hemfikir...

İncirlik üssü her zaman kullanıma hazır olduğu…

Çözüm sürecini batılı ülkeler istiyordu, yıllarca kan dökülmesine rağmen bölünme gerçekleşmemişti.

İran, Suriye, Irak, Rusya’ya ters politikalar, bölgede “Türkiye'nin” yalnız kalması...

Son olarak Rus Uçağının düşürülmesi “hepsinin üzerine” tüy dikti.

***

Birden atılan birçok adımda 180 derece dönüşler...

Eski Erdoğan gitti, yeni Erdoğan geldi. Amerika ve Avrupa ile zıtlıklar, politikalarda çakışmalar...

Yüksek sesle eleştiriler yapılıyor, gerekirse birliğe girilmeyeceği dillendiriliyor.

Ortadoğu'da; yeniden uzlaşının adımları...

İsrail; ardından Rusya ile barış görüşmeleri...

“Mısır'daki askeri yönetimle bazı konularda görüşmelerin gizli başladığı geldi, kulağımıza.”

Esad'la görüşülebileceği önce açıklandı, sonra yalanlandı.

Ülke içinde demir yumruk yönetiminden" içeride dostlarımızla yeniden barışmalar başlamalıdır" hitabı.

Başbakan Yıldırım'ın; bütün partileri birkaç kez toplaması "insanlarda" şaşkınlık yarattı.

Her kurumun kendine bağlanması, insanlar da baskı rejimine “tepki”  oluşturmaktaydı.

***

Aniden bir akşam darbe ile yüzleştik, canlı darbenin adım adım ülkeyi karmaşaya doğru sürüklediğini izledik.

Amerika-CIA;  FETÖ örgütünü kullanarak ülkedeki yönetimi değiştirmeye, resmen kendi açıklamalarını dinledik.

Tabu sayılan Fetullah Gülen yıllarca “inananları” bile şaşırttı, darbenin baş sorumlusu olduğu açığa çıktı.

Ülke büyük badire atlattı!

Demokrasi mitingleri düzenleniyor. Öyle ki; bütün partiler buna katılmayı görev sayıyor.

"Şimdi Erdoğan yerinde kalırsa ülke bağımsız olacak düşüncesi geliyor mu?"

Bugünlerde ülkeyi birleştiren, bütünleştiren değerlere sarılması da “onun desteklenmesi zorunluluğunu” doğuruyor.

YORUM EKLE
google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0