Aslında Görüpte Farkına Varamadıklarımız

 Kaç baharda yeniden merhaba der içinde büyüyen umuda? 

Kaç cemre düşer insan hayatına soğuk sessiz kıştan sonra? 
Kaç çınar yaprağına yazabiliriz öyküsünü hayatımızın ve kaç güneş görürüz başımızın üstünde yükselen? 

Nasıl bir hayat sizinkisi? Bu saydıklarımdan kaçını anımsıyorsunuz ya da fark ederek yaşadınız? Yoksa yaşamınız size dayatılan binlerce ezberden ibaret, fark etmeden geçip giden film karelerine mi benziyor. Hangisini yaşamak isteriz? Daha da önemlisi bunlardan hangisi biziz? 

Her yeni güne yeni bir güneş doğduğunu gören mi, kafasını kaldırmadan önüne bakarak yürüyen mi? 

Aslında biz başımızı kaldırmasak da yukarı, baktığımız gri kaldırımlardan, güneş yine doğar beklemeden bizi. 

"Güneşin doğmasını ayrıcalıklı kılan bizim onu görmemizdir". 

Her yeni gün biz istesek de istemesek de doğan güneş gibi her birimizin yaşamına onlarca güneş doğar, cemreler düşer, insan doğurur durur kendini yeniden bilmeden- bazen de bilerek-… 

Gözlerinizi kapatıp derin bir nefes aldığınızda, unuttuğunuzda patronun size bağırdığını, hep ıskalayan iş anlaşmalarını ve eve gelirken boğuştuğunuz trafiği, yalnızca nefes aldığınızda; yaşamınızın kışlarını hatırlayın, bitmek bilmeyen gecelerini hatırlayın. Her birinden sonra bir şey olmuştu, evet bir şeyler olmuştu kış bitmiş, geceler güne dönmüştü.

Biz farkına varsak da varmasak da zamanını dolduran her şey gibi kışlar da geceler de nihayete ermişti. Yaşamımıza cemreler düşmüş, yeniden güneşler doğmuştu. Biz bunları yalnızca ve yalnızca başımızı kaldırdıysak baktığımız gri kaldırımlardan o zaman görmüştük. Görüp görmemiz çok da önemli değildi belki her acı kendini bitirip çekilmişti içimizde bir yerlere kimi zaman kılık değiştirmiş "güç" olmuştu, kimi zaman başka bir şey . 

Sonra bir gün bi şeyler olmuştu ve yine kış, yine acı yine aynı şey… "Yo hayır" derken siz çoktan başlamıştınız aslında ne kadar şansız olduğunuzu tekrarlamaya. Acılar bitmezdi karanlıktı her şey hep hep hep bizi bulurdu. 


İşte bu anında yaşamımızın, gören ve görmeyen gözün, farkındalığın ve ezberin ayrımlarıdır yerimizi belirleyen. Yaşamda tek bir acı yoktur elbette. Tıpkı tek bir kışın olmadığı gibi. Güneşe varmayan gece, cemre düşmeyen kış sonu da yoktur. Farkımız düşen cemreyi, doğan güneşi görmektir. Ah bi kaldırabilsek başımızı şu gri kaldırımlardan…

YORUM EKLE
google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0