Zonguldak Adliyesi 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu sanık Soner Bayrak, hazır bulundu. 5 Ekim 2014 günü Soner Bayrak tarafından av tüfeği ile öldürülen Ayşe Güneş’in kızı Derya Güneş de davada katılan olarak hazır bulundu.
Olay günü yaşadıklarını 3 sayfalık savunma halinde mahkeme başkanına teslim eden tutuklu sanık Soner Bayrak, olayı anlatırken heyecanlandığını söyledi. Yaptıkları dolayısıyla pişmanlığını dile getiren Soner Bayrak, için “Kasten Öldürme” suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası talep edildi.
Ayşe Güneş ile 2000 yılında tanıştığını, 2003 yılında da eşinden boşandığını söyleyen Soner Bayrak, “Ben önceden pazarda çalışıyordum. Daha sonra inşaatlarda çalışmaya başladım. Aylık gelirim pazarda çalışırken 10-12 bin TL’ydi. İnşaatlarda çalışmaya başlayınca 2 bin ila 2 bin 500 lira arasında gelirim vardı. Birbirimizi seviyorduk. Maktulün iki çocuğu vardı, onlara da babalık yaptım. Gece gündüz çalışıp ev yaptım. Evin tamamını onun üzerine yaptım. Daha sonra ben 2 daire de olsa hakkımı istedim. Bana iki daire vereceğini söyledi ama beni evden kovdu. Bana hakkımı vermedi. Daha sonra ben İstanbul’a çalışmaya gittim. Kurban Bayramı öncesinde izne geldim. Sokakta tesadüfen karşılaştık. Hakkımı istedim. Bana ‘Eve yaklaşma’ deyip ‘Bacaklarını kırdırtırım’ dedi. Bana gülerek kahkaha attı. Ben daha sonra ne yaptığımı pek hatırlayamıyorum. Canın nefes almasını engelledim. Kelimeler kifayetsiz kaldı. Yaptıklarımdan dolayı üzgünüm, adalete sığınıyorum” dedi.
“ANNEMLE ARALARINI YAPMAMI İSTİYORDU”
Mahkemede hazır bulunan Ayşe Güneş’in kızı Derya Güneş, tutuklu sanıktan şikayetçi oldu. Öz babasını küçük yaşta kaybettiğini söyleyen Derya Güneş, “Annem çok tutumlu bir insandı. Babam TTK’da çalışıyordu. Babamdan kalan ölüm maaşı, ikramiyelerle o evi yaptırdı. Daha sonra Soner Bayrak ile tanıştı. Kendisi 2003 yılında karısından boşanmış. Ama karısı boşanmak istememiş. Annem ona kamyonet aldı, sermayesini kuruverdi. Ama annemi sürekli tehdit ediyordu. Evde hakkı olduğunu söyleyip rahatsız ediyordu. Annemle aramızdaki sıkı bağ olduğunu bildiği için ben üniversitede okurken beni arayıp aralarını yapmamı istiyordu” diye konuştu.
İfadelerin ardından Cumhuriyet Savcısı ise mütalaasını verdi. Savcı, mülkiyet uyuşmazlığının hukuki bir ihtilaf mahiyetinde olması, ölenin hakaret ve tehditte bulunduğu iddialarını ise sanığın ifadesi dışında destekleyecek bir delil bulunmaması nedeniyle, olayda sanık lehine haksız tahrik indirimi uygulanamayacağını söyledi.
Savcı, dosyadaki delillere göre cinayeti tasarlayarak işlediği kanaatine vardığı sanığın ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası ile cezalandırılmasını istedi. Duruşma ise 25 Mart 2015 tarihine ertelendi. Güncelleme Tarihi: 28 Şubat 2015, 08:56
