AK Parti Neden Hep Kandırılıyor!

 Ak Parti'yi ilk kandıran yapı cemaat oldu.
Tabiri caizse ilk darbeyi de onlardan aldılar.
Aslında güvenecekte ve sırtını da dayanacağı başka bir yapıda yoktu.
Sonuçta 2002'de tek başına iktidara gelen bir siyasi parti ve dolasıyla ekibini de oluşturması gerekiyordu.
Sonrasında da birilerine güvenmesi gerekiyordu.
İşte Ak Parti yöneticileri de özellikle muhafazakar kişilerden oluşturduğu önemli yerleri önemli cemaatten adamları yerleştirdiler.
Tabi ki ortaklaşa alınan kararlardı bunlar.
Ama sonuçta Ak Partililer nerden bilsinler ki alnı secdeye giden işerini doğru dürüst yapacaklarını düşündükleri kişilerin yanlış yollara giderek, devleti de sıkıntıya sokacak şekilde planlar yaparak paralel devlet yapılandırılmasına geleceklerini…
Ve bu yaşanan süreç sonrasında gelinen noktada ise halatlar koptu ve dönemin Başbakanı önemli açıklamalarda bulundu.
İşte o zamanki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 2014'te Uşak'ta ki mitingde ''Devlet içinde Paralel Yapı kurdular ve bizi aldattılar, kandırdılar “demişti.
Bu yaşanan süreçlerden sonra Ak Parti başka bir kandırılma olayı ile karşı karşıya geldi.
Bu konuda çözüm süreci ve HDP ile iş birliğine girilmesiydi.
O zamanlardaki niyet ve bakış her şeyin iyi olması için atılan masum adımlardı.
Ak Parti hükümet olarak analar ağlamasın ve ülkedeki kan ve gözyaşı bitsin diye çözüm sürecini başlatmıştı.
Bundan 6 yıl önce 2009 yılında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önderliğinde ilk adımlar atıldı.
Hatta o zamanki Başbakan Erdoğan çözüm süreciyle ilgili olarak, Ak Parti olarak ‘Zor durumda kalsak bile biz bu süreci sonuna kadar devam edeceğiz’ demişti.
Ama gelinen süreçte yıllardır analar ağlamazken şimdi tekrardan analar ağlıyor ve ülke olarak da resmen matem yaşanmaktadır.
Hatta o kadar şehit haberleri bizleri etkiledi ki artık herkes birbirine neden gülüyorsun, neden eğleniyorsun bu kadar acımız varken diye sitem eden vatandaşlarımız var!
Maalesef çözüm süreci HDP'nin genel seçimlerde barajı geçmesiyle bir anlamda şımarmasıyla kendini bir halt zannetmesiyle sona gelinmişti.
Zaten PKK ve diğer örgütlerde HDP’yi tanımamaya başlamıştı.
Çözümün tek adresi olarak AK Parti’de HDPlileri görünce ortaya hiçte öyle olmayan durumlar karşımıza çıktı.
Sonrasında da kendi başlarına buyruk PKK, KCK, şehir yapılanmaları ve bazı örgütlerde kendi başlarına buyruk ülkeyi karıştırmak için haince, hunharca cinayetler işlemeye başladı.
Tabi ki bu adımlar sonrasında Ak Parti hükümeti de Başbakan Ahmet Davutoğlu ve ekibi çözüm sürecinin bu noktadan sonra askıya alındığını ve bizi kimse sınamasın yoksa bedeli ağır olur diyerek diğer terör örgütlerine mesaj vermişti.
Bunun gereğini de sınır ötesine harekatlarla başlatılmış oldu.
Bu operasyonlarda bir eleştiride sınır ötesine operasyon yapılıyor sınır içinde şehir veriyoruz bakışı oldu.
Aslında bu noktadan sonra özellikle Ak Parti için eleştirilecek konulardan biriside sadece HDP'yi çözüm sürecinde tek adres olarak değerlendirmesi hata olduğunu söyleyebiliriz.
Kanaatimce de çözüm sürecinin şu andaki muhatabı sadece o yörenin halkı ve kanaat önderleridir.
Barış sürecini yeniden başlatacak olanlarda onlardır. Yoksa özellikle doğuda halkın istemediği herhangi bir olayı kimse istemden baskıyla yapamaz.
Onun için ülkemizde yaşayan özellikle Kürt kardeşlerimizin başta PKK'nın yaptığı saldırıları ve HDP'nin yaptığı açıklamalardan dolayı kınaması ve dışlamaları gerekmektedir.
Ayrıca ülke genelindeki Kürt kardeşlerimizde bu kınamayı ve halkın sağduyuya çağırması gerekmektedir.
Evet bundan önce köşe yazılarımda da yazdığım gibi 3 aydır erken seçim kapıda diye ve artık yavaş yavaş sürecin sonlarına geliyoruz.
Şayet Kasımdaki seçimde başta HDP'nin çok büyük bir şok yaşayacağı ve barajın altında kalacağını düşünüyorum.
Diğer oy kaybı yaşayacak siyasi parti ise MHP olacaktır.
Koalisyon hükümetinde olmamak için ana muhalefet partisi olmak için elinden geleni yapan MHP'de başta kendi seçmeninden ciddi anlamda oy kaybı yaşayacağını zannediyorum.
Ayrıca Ak Parti’de olası Kasımdaki erken seçimde parti teşkilatlarında ciddi anlamda bir revizyona gitmesi gerekiyor.
Yoksa bu seçimlerde ülke genelinde bu teşkilatla oyların bırakın arması düşüş bile olabileceğini zannediyorum.
Hele ki milletvekilliği aday belirlemesindeki gibi hatalar yapılırsa geçmişten ders çıkarılmazsa işleri hiçte iyi değil olmaz!
Bu arada genel seçim sonrası başarısız olan 40-45 il başkanının durumunun da önemli olduğunu vurgulamak isterim.
Ayrıca Bursa'da nasıl bir adım atılacak oda merak konusu!
Olası erken seçimde Bursa'da da bir görev değişikliği olur mu? hep beraber göreceğiz.
Sonuçta EN Kamuoyu Araştırma şirketi olarak yaptığımız anket sonuçları da hem erken secimi % 54 istidiği çıkıyor, hem de Ak Partililere sorduğumuz Ak Parti Bursa İl Başkanı Cemalettin Torun gitsin mi  diyenlerin % 84 ile gitsin dediklerini sosyal bilgilendirme noktasında bizlerde sizlere aktaralım dedik.
Yine Bursa ile ilgili yazmışken Ak Parti İl Başkan Yardımcısı Necati Polat'a geçirmiş olduğu henüz sebebi belli olmayan kurşunlanma olayıyla ilgili geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
İl Başkanı Cemalettin Torun'un 2 dönemdir yönetimde görev alan Necati Polat’ı yürütme kurulundan alarak sade yönetim kurulu üyesi yaptığını da hatırlatmış olalım…
Bakalım ilerleyen süreçte Ak Parti Bursa teşkilatlarında neler olacak hep beraber göreceğiz.
Gelelim yazımızın sonuna…
Ak Parti ülkeyi yönetme ve idare etme noktasında kendisini kandıran başta cemaat ve HDP yetkililerinin de yaptıkları bakalım halk tarafından nasıl değerlendirilecek…
Bu arada ülkemizin birliğine ve dirliğine her kim göz diyorsa tepkilerimizi demokratik olarak göstermenizi ve sağ duyulu olmamız gerekiyor. Sonuçta provokatörlerin iş başında olduğunu unutmamamız gerekmekte.
Hani sözüm ona ülkemizi çok sevenler dün sokakları çıktığı gibi bügün de şehit haberlerinin her gün geldiği bu zamanda neden PKK’ya ve terör örgütlerini kınamak için sokaklarda yoklar yorumu sizi bırakıyorum?
Ama şu unutulmamalıdır ki binlerce vatandaşımız Genel Kurmay Başkanlığı’na askere gitmek için dilekçeler verdi. Bu vatanın sahipsiz olduğunu düşünenlerin bunu aklından çıkarmaması gerektiğini hatırlatmak isterim.
Bu kutsal vakıf toprakları hiç bir zaman hainlerin, kalleşlerin, münafıkların ve bedbahtların olmayacaktır inşallah.
Allaha emanet olun.
Saygılarımla…
YORUM EKLE
google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0